birinin bir şeyi yapması için üzerine baskı yapmak
Verb
(polis) baskın yapmak
Verb
bir piyasaya müdahale etmeden önce hükümetin hareketsiz kaldığı bekleme süresi
yalın yönetim
Noun, Management
yalın üretim
Noun, Management
zorlamak, tazyik etmek, yakasını bırakmamak.
They leaned on him for payment: Ödemesi için zorladılar.
The editor was leaning on him for the article: Editör onu makale yazmaya zorluyordu.
bir arkadaşın tavsiyesi üzerine hareket etmek
Verb
güvenilmez birine güvenmek
Verb
başkalarından geçinmek
Verb
birinin yardımına bağlı olmak
Verb
daya(n)mak, yasla(n)mak, aban(dır)mak.
to lean on/against a wall. She leaned against his shoulder. to lean a chair against the railing.
(bir şeyi telâfi için) aşırı/fazla ileri gitmek, bütün gayretini sarfetmek, elinden geleni yapmak.
He leans over backward to prove that he is innocent.
yalın üretim
Noun, Management
romantikliğe eğilimi olmak
Verb
bir fikri benimsemeye eğilimli olmak
Verb
merhametli olmaya eğilim göstermek
Verb
sosyalizme eğilimi olmak
Verb
yol göstermesi için başkalarına bağlı olmak
Verb
(baskı) kötü dizilmiş yazı
elinden geldiği kadar, gücü yettiği kadar.
I would always bend over backward = backwards to help him in any possible way: Ona daima elimden gelen yardımı yaparım.
çok az erzakla idare etmek
Verb