iyi bir ders almak, Hanyayı Konyayı öğrenmek.
He's learnt his lesson: (gereken) dersi aldı = ağzının
payını/boyunun ölçüsünü aldı.
bir dersi iptal etmek
Verb
bir dersi zorla kafaya sokmak
Verb
son derse geri dönmek
Verb
bir çocuğun dersini dinlemek
Verb
gösterili /uygulamalı ders: bir ilkenin somut bir şekilde örneklerle anlatılması/öğretilmesi.
Noun
özel ders
Noun, Education-Training
birine ders öğretmek
Verb
birinin dersini yoklamak
Verb
birinin birşeyden ders almasını sağlamak
Verb
birine gününü göstermek
Verb
birine bir ders vermek
Verb
birine ağzının payını vermek
Verb
kırk dakikalık ders dönemi
biri için ders olmak
Verb
kıssadan hisse çıkarmak
Verb