mevki

English Turkish Phrases

change of position mevki
pozisyon değişikliği
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. place
  2. office
  3. Noun situation
  4. quality
  5. degree
  6. seat
  7. status
  8. estate
  9. distribution
  10. Noun capacity
  11. spot
  12. Noun location
  13. standing
  14. portfolio
  15. level
  16. bearing
  17. placement
  18. siege
  19. whereabouts
  20. slot
  21. Noun site
  22. footing
  23. niche
  24. side
  25. locus
  26. stead
  27. rank
  28. Noun emplacement
  29. Noun station
  30. post
  31. where
  32. stand
  33. opposite number
  34. quarter
  35. rat race
  36. spot of land
  37. duty station
  38. locale
  39. Noun position
  40. lieu
  41. class of accomodation (on a train , ship or air plane
  42. circumstances
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(askerlik) ileri mevki
advance position
(tren , vapur vb) mevki
class
ara mevki
intermediate position
aşağı derece mevki
inferior position
aşağı mevki
inferior position
aşağı mevki
subordinate position
ast mevki
subordinate position
belirli mevki
fixed position
birinci mevki
first b
boş mevki
unfilled post
coğrafi mevki
geographical position
diplomatik mevki
diplomatic post
en yüksek mevki
highest place
en yüksek mevki
pride of place
gizlilik gerektiren mevki
confidential place
güven gerektiren mevki
confidential post
güven isteyen mevki
post of confidence trust
güvenilirlik gerektiren mevki
position of trust
güverte kamarası (turistik mevki
deck cabin
hâkim mevki
dominant position
hayattaki mevki
station in life
idari mevki
administrative post
idari mevki
administrative function
ikinci mevki
second class
ikinci mevki
upper circle Theatre
ikinci mevki
second
ileri mevki
advanced position Noun, Military
itibarlı mevki
prestige job
iyi korunan mevki
stronghold
iyi mevki
well established position
kazançlı mevki
lucrative position
ketumluk gerektiren mevki
confidential place
kilit mevki
pivotal position
kilit mevki
key position
kilit mevki
key office
kilit mevki
priority job
mahremiyet gerektiren mevki
confidential post
mahremiyet gerektiren mevki
confidential place (post)
mesleki mevki
career position
mesuliyetli mevki
responsible position
müstahkem mevki
fortified post
müstahkem mevki
fortified position
müstahkem mevki
fortress
müstahkem mevki
citadel
müstahkem mevki
fortified place
müstahkem mevki
stronghold
nüfuzlu mevki
position of influence
öncelikli mevki
position of priority
önemli mevki
key position
önemli mevki
key post
resmi mevki
official position
sağlam mevki
sound position
sağlam mevki
stable position
sağlamlaştırılmış mevki
bastion
siyasi mevki
political office
sorumluluğu ağır mevki
burdensome office
sorumluluk gerektiren mevki
position of responsibility
sorumluluk gerektiren mevki
line position
sosyal mevki
social position
sosyal mevki
social standing
sosyal mevki
social station
stratejik kilit mevki
key strategic position
toplumdaki (aşağı) mevki
(low) position in society
üst düzey mevki
top position
üst düzey mevki
senior position
yönetici mevki
executive position
yönetici mevki
leading position
yüksek kilit mevki
high slot
yüksek mevki
top job
yüksek mevki
dignity Noun
yüksek mevki
elevated position
yüksek mevki
advanced position
yüksek mevki
higher-level job
yüksek mevki
high position
yüksek mevki
senior appointment
yüksek mevki
prominent position
yurt dışı mevki
oversea post
yurt dışı mevki
overseas post
mevki avcısı
spoilsman
mevki avı
scramble for office
mevki farkı
disparity in position
mevki farkı ödeme
back payment
mevki ı
seat
mevki ı
class
mevki ı
point
mevki ı
locus
mevki ı
state
mevki ı
spot
mevki için aday olmak
(US) to run for an office Verb
mevki işgal etmek
to bear an office Verb
mevki işgal etmek
to be in office Verb
mevki işgal etmek
to occupy a position Verb
mevki işgal etmek
to hold a situation Verb
mevki kapma peşinde olan
pie hunter
mevki kaybı
loss of office
mevki komutanı
station commander
mevki peşinde koşan
pork chopper
mevki peşinde koşan
office seeker
mevki peşinde koşan politikacı
office-seeking politician
mevki sahibi olmak
to hold an office Verb
mevki tasnifi
classification plan
mevki tutkusu olmak
to be ambitious of office Verb
mevki tutmak
to take up one's station Verb
mevki veya rütbesini indirmek
to depress Verb
ara mevki I
intermediate position
avantajlı mevki I
(US) full position
bakanlık mevki ii
position in the cabinet
bir mevki elde etmek
to obtain a position Verb
bir mevki işgal eden
office bearer
bir mevki işgal etmek
to hold an appointment Verb
bir mevki işgal etmek
to occupy an office Verb
bir mevki işgal etmek
to hold an term Verb
bir mevki işgal etmek
to hold a position Verb
bir mevki sahibi olmak
to have kick Verb
birinci mevki I
first class
birine (uygun) mevki olmak
to be sb's place Verb
birine bir mevki vermek
to endue someone with an office Verb
birine uygun mevki olmak
to be sb's place Verb
birini bir mevki yerleştirmek
to establish someone in an office Verb
birinin mevki iinısağlamlaştırmak
to assume sb's position Verb
boş mevki iler
situations vacant Noun
coğrafi mevki I
geographical position
deniz mevki kumandanlığı
naval station
en yüksek mevki I
highest place
fahri mevki I
hono (u) rary position
geleceği parlak mevki I
position with good prospects
gizlilik gerektiren mevki I
confidential place
icra mevki ii
executive office
ikinci mevki yolcu kamarası
fore cabin
kilit mevki I
key position
kilit mevki tayinleri
key appointment Noun
kuruldaki mevki boşluğu
commission vacancy
mesuliyetli mevki I
responsible position
nüfuzlu mevki I
position of influence
öncelikli mevki I
position of priority
politika saptayıcı mevki I
policy-making position
sanayide mevki sahibi
industrialist
şerefli mevki I
hono (u) rary position
siyasi mevki I
political office
sorumluk gerektiren mevki I
position of responsibility
sorumluluğu ağır mevki I
burdensome office
sosyal mevki endeksi
index of social position
sosyal mevki I
social position
sözde mevki sahibi
figurehead
toplumdaki aşağı mevki I
low position in society
turist mevki I
economy class
turist mevki koltuk
economy seat
turistik mevki kamara
tourist cabin
turistik mevki uçak
economy plane
üst kademe mevki ii
senior position
üst seviye mevki ii
top position
üstün mevki I
(US) full position
yetkili mevki I
post of authority
yöneticilik mevki ii
management position
yüksek mevki ie çıkmak
to attain a high place Verb
yürütme mevki ii
executive office
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yer, mahal
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.