cinayet işlemek kastıyla tecavüz
öldürmeye teşebbüs
Noun, Law
cinayetten suçlu bulunmak
Verb
avaz avaz, avazı çıktığı kadar.
cry/scream blue murder: avaz avaz ağlamak/bağırmak/protesto etmek.
The child screamed blue murder, but his mother didn't change her mind.
az kaldı katil olmak
Verb
cinayet dışında her suçu işlemek
Verb
müessir fiil sonucunda adam öldürme
birini cinayetten mahkûm etmek
Verb
ortalığı velveleye vermek
Verb
ağır bir suç işlenirken aynı zamanda adam öldürme.
kasten ve taammüden adam öldürme
idamlık adam öldürme fiili
bir kötülüğün/suçun cezasını çekmemek, cezasız sıyrılmak/kurtulmak.
They get away with murder:
İşledikleri suçlar/cinayetler cezasız kalıyor (Ne yapıp yapıp cezasız kurtuluyorlar).
kiralık katil ile işlenen cinayet
kiralık cani ile işlenen cinayet
birini cinayet suçundan tutuklamak
Verb
ancak haksız yapılan idam
mahkeme kararıyla , ancak haksız yapılan idam
yasal fakat haksız/insafsız idam.
cinayetle suçlamamak
Verb
önceden tasarlanmış cinayet
taammüden adam öldürme
Noun, Criminal Law
âyin/dinsel tören esnasında bir insanı (ilâhlara) kurban etme.
ancak taammüden olmayan adam öldürme
birinden cinayetten şüphelenmek
Verb
birini cinayetten yargılamak
Verb
bir suçluyu cinayetten yargılamak
Verb
birini cinayetten yargılamak
Verb
faili meçhul cinayet
Noun, Law
cinayet sahnesinin manzarası
hırsızlık amacıyla adam öldürme
zehirleyerek adam öldürme
cinayet davası.
murder trial: cinayet davası duruşması.
murder squad: polis cinayet masası (ekibi).
ölüm cezasını gerektiren adam öldürme
ölüm cezası gerektiren adam öldürme fiili
kasten veya taammüden olmayan cinayet
kasten veya taammüden olmayan adam öldürme
bir tartışma sırasında hiddete kapılıp adam öldürme
cinayet zanlısı
Noun, Criminal Law
katil zanlısı
Noun, Criminal Law
cinayet/kabahat/haksızlık ergeç/sonunda meydana çıkar. suç/haksızlık örtbas edilemez.
vatanseverlik bahanesiyle cinayet işlemek
Verb
cinayet suçlamasını ağır tecavüz suçuna indirmek
Verb
bir cinayeti suçsuz birinin üstüne atmak
Verb