mute

  1. Adjective dilsiz
  2. Adjective ahres (outdated)
  3. sessiz, suskun.
    in mute admiration.
  4. sakin, ses çıkarmayan, sözle ifade edilmeyen.
    a mute appeal.
  5. dilsiz/konuşamayan (kimse).
    He is deaf and mute.
  6. sessiz, ünsüz, telâffuz edilmeyen (harf): (a) sözcüğün söylenişine hiç katkısı olmayan.
    The b in plumb
    is mute. (b) söylenişe katkısı olduğu halde kendisi sessiz olan.
    The e in mate is mute.
  7. Law kendini savunamayan, susan sükût eden.
    to stand mute.
  8. sordino ile ayni anlama gelir. (müzik aletlerinde) ses kısma düzeni, surdin.
  9. Phonetics kapantı.
  10. Music sesini kısmak/hafifletmek, ses kısma düzeni ile sesi boğmak, surdin kullanmak.
    He muted the strings of his violin.
  11. Fine Arts (rengi) yumuşatmak.
    muted colors: yumuşak renk tonları.
  12. (kuş) kaka yapmak, bağırsaklarını boşaltmak.
sağır dilsiz
sağır ve dilsiz
(ceza hukuku) kendisine karşı yapılan suçlamalara veya sorulan sorulara yanıt vermeyen sanık
balık gibi dilsiz.
sessiz kuğu
(Cygnus olor). Noun
sessiz kuğu,
whooper swan: ötücü kuğu.