Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
native
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
doğum+.
one's native land
: bir kimsenin doğum yeri/vatanı.
doğal, doğuştan, kalıtımsal, irsî.
native intelligence. a native American. native ability. a beauty native to her family.
bölgesel, mahallî.
a native government. native farm products.
yerli (halk/ahali), bir ülkenin yerlisi, özellikle beyaz olmayan yerli (zenci, kızılderili).
native
customs: yerli âdetleri.
a native village. native doctors.
ana+, yerli+.
one's native language
: bir kimsenin ana dili.
a native of İstanbul
: İstanbulun
yerlisi.
Are you native here?
Buranın yerlisi misiniz?
doğal, tabiî, sun'î olmayan.
bir kimsenin doğuştan hakkı olan.
yakından ilgili (doğuş vb. gibi bağlarla bağlı).
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
go back in one's native land
doğduğu yere geri dönmek
Verb
one's native country
vatan
one's native heath
bir kimsenin ana yurdu.
one's native region
memleket
one's native soil
bir kimsenin doğduğu memleket
go native
yerlileşmek, yerlilere benzemek, yerli gibi olmak.
go native
(yabancı bir ülkenin) âdetlerine/törelerine uymak, çevreye uymak, yerlileşmek, yerlisi gibi davranmak.
In Japan we wanted to go native and not stay in a European hotel.
native ability
yaradılıştan olan yetenek
native american
(US) Amerikalı kızılderili
native charm
doğuştan güler yüzlülük
native citizen
doğal/doğuştan vatandaş.
Noun
native country
anavatan
native customs
milli âdetler
Noun
native gifts
Allah vergisi
native gold
saf altın
native growths
yerli ürünler
Noun
native industry
yerli sanayii
native labour
yerli işgücü
native land
anayurt, anavatan, doğum yeri.
Noun
native language
anadil
Information Technology
native language
anadil
Noun, Language-Literature
native language
anadil
Noun, Linguistics
native language
ana dili
Noun, Linguistics
native of ...
...'in yerlisi
Noun
native of İstanbul
İstanbullu
native of this place
buralı
native or inhabitant of the Balkans
balkanlı
native place
memleketi
native population
yerli nüfus
native population
yerli halk
native port
milli liman
native product
milli ürün
native tongue
anadili
native town
doğduğu memleket
native town
doğduğu şehir
native tribe
yerli kabile
native tribe
aşiret
be a native of a town
bir şehirde doğmuş olmak
Verb
education in native language
anadilde eğitim
Noun, Education-Training
my native shore
vatanım
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.