noon

  1. Noun öğle, günün ortası, saat 12.00
    at noon: öğleyin, öğle vakti.
    Leave home at noon.Eat the noon
    meal: Öğle yemeği yemek.
    noon is the earliest time I can come: Öğleden evvel gelemem.
    sleep until noon: öğleye kadar uyumak.
  2. Noun en parlak/başarılı devre, doruk.
  3. Noun gece yarısı.

    “noon of night”
    şeklinde kullanılır.
öğleyin Adverb
öğle saatlerinde Adverb
öğle vakti gelmesi programlanmış olmak Verb
öğleden evvel
öğle, tam öğle zamanı, günün ortası. Noun
tepe, zirve, doruk, bir şeyin en yüksek düzeyi. Noun
Kahraman Şerif Proper Name, Cinema
öğle
öğle postası Noun
öğle paydosu.
high noon: tam öğle vakti.
öğle kuru
öğle istirahati
öğle
öğle