off- beat

  1. olağan dışı
  2. role alışılmadık bir işlev
püskürtmek, kovmak, defetmek, uzaklaştırmak.
to beat off an attack: taarruzu püskürtmek.
We
had to beat off clouds of mosquitos.
alışılmışın dışında
birini mağlup etmek Verb
birini alt etmek Verb
birini geri püskürtmek Verb
birini yenmek Verb
bir kimsenin bilgisi/tecrübesi/uzmanlığı dışında.
He said that computer programming is off his beat.
olağan dışı, alışılmamış, anormal, mutat hilâfına.
offbeat humor.
vurgusuz nota. Music
bu benim alan ım dışında