outlet

  1. Noun çıkış, kapı, çıkış yeri, çıkacak yer, çıkak, mahreç.
  2. Noun, Electronics (a) priz, (b)
    outlet box ile ayni anlama gelir. tevzi kutusu.
  3. Noun, Commerce (a) (mal için) pazar, ihracat yeri, (b) perakende satış mağazası.
    The shoe manufacturer has several retail outlets.
  4. Noun (duygu/heyecan) tatmin/ifade yolu, boşalım.
    an outlet for one's energies. sexual outlets. an outlet
    for one's artistic inclinations.
  5. Noun (geniş bir şebekenin programlarını yayınlayan) mahallî radyo/TV istasyonu.
  6. Noun akıntı, ırmak, nehir: bir gölün sularını boşaltan su akıntısı.
  7. Noun yatak, mecra: nehir/ırmak yatağı.
  8. Noun mansap, ağız: nehir veya ırmağın denize/göle döküldüğü yer.
coşkularına bir boşaltma yolu bulmak Verb
mide çıkış obstrüksiyonu Noun, Medicine
gastrik çıkış obstrüksiyonu Noun, Medicine
fazla enerjilerini boşaltacak yer bulmak Verb
peşin piyasası
nakit piyasası
bayi satış noktası Noun
dükkân
indirim yapan dükkân
fabrika satış mağazası
gaz deliği
gaz çıkış deliği
topraklı priz Noun, Electricity
serbest meslek işi
sanayii müşterisi olan kuruluş
sanayi müşterisi olan kuruluş
yatırım olanağı
pazarlama mahreci
yayın organı Noun, Media-Publishing
yayın organı Noun, Media-Publishing
basın-yayın organı Noun, Media-Publishing
medya organı Noun, Media-Publishing
haber mahreci
topraksız priz Noun, Electricity
perakendeci dükkân
satış mahreci
kanalizasyon çıkışı
bağlı mağaza (rakiplerin değil de yalnızca bir üreticinin ürünlerini satmak zorunda olan perakendeci mağazası
topraksız priz Noun, Electricity
duvar prizi
(elektrik) çıkış kutusu
dış ticaret için pazar
dış ticaret için mahreç
boşaltma borusu
çıkış borusu
egzos borusu
parçacı
denize çıkış
egzos supabı
boşaltma süpabı
(US) bakkal dükkânı
dumanın çıkması için bir çıkış bulmak Verb