paddle

  1. kısa kürek, pala, elle kullanılan ve kayığın kenarına bağlı olmayan kürek.
    double paddle: iki kanatlı kürek.
  2. tokaç, bir şeyi karıştırmak/ezmek/çırpmak için kullanılan alet, çırpıcı tokmağı.
  3. pinpon raketi.
  4. (çocuklara dayak atmak için kullanılan raket biçiminde) sopa.
  5. float ile ayni anlama gelir. (yandan çarklı vapurda) çark kanadı.
  6. paddle wheel ile ayni anlama gelir. geminin yan çarkı.
  7. yüzgeç, (penguen, su kaplumbağası, balina vb.'nin) yüzme organı.
  8. kürek çekmek, kayığı ıskarmozsuz kürekle yürütmek.
  9. yavaş yavaş/aheste kürek çekmek.
  10. (yandan çaklı gemi) yol almak/gitmek.
  11. kıçına şaplak atmak, pataklamak, raket vb. ile kıçına vurmak.
  12. (pinpon topuna) raketle vurmak.
  13. (sığ suda) gezinmek, el ve ayaklarını suda oynatmak, su ile oynamak.
    She lay at the side of the pool
    and paddled in the water with her fingers.
  14. (çocuk/ihtiyar) sendeleyerek yürümek, sıralamak, paytak paytak yürümek.
  15. parmaklarla oynamak.
(a) yalnız kendine güvenmek, başkasına güvenmemek, kendi işini kendisi yapmak, (b) kendi adına konuşmak/hareket
etmek, bağımsız olmak.
köpek yüzüşü: kollarla suyu çekip ayakları hafif vurarak su üstünde kalma. Noun
davlumbaz
kıçtan çarklı gemi
yandan çarklı gemi
davlumbaz, yandan çark mahfazası.
kaynanadili Noun, Botany
yandan çarklı vapur.
yandan çarklı vapur
kürek tenisi, tahta raketler ve süngerli lâstik toplarla oynanan tenis oyunu.
paddle ile ayni anlama gelir. geminin yan çarkı.
vapurun yan çarkı.