perpetual

  1. Adjective ebedî, müebbet.
  2. Adjective sürekli, daimî.
    perpetual snows of the mountaintops.
    perpetual calendar: daimî takvim.

    perpetual motion: sürekli hareket, devri daim.
  3. Adjective aralıksız, fasılasız, kesintisiz, kesiksiz, inkıtasız.
    a perpetual stream of visitors.
  4. Adjective, Botany yediveren, mevsim/yıl boyunca sürekli çiçek açan.
  5. Adjective sonu gelmeyen, bitip tükenmeyen.
    I'm tired of your perpetual complaints.
yediveren (gül) (kokulu cinsi).
ömür boyunca gelir
sürekli yıllık gelir
daimi gelir senedi
vadesiz tahvil
vadesi belirsiz tahvil
daimi takvim
eşya üzerine tesis edilmiş hizmet ve irtifak hakları Noun
sürekli çene çalmak Verb
sürekli şikâyet
daimi kâr payı
ödenmeyecek borçlar
ödenmeyecek borçlar Noun
mahkemenin çıkardığı belirli bir hususun ifası veya ifasından içtinap olunması emri
daimi envanter
(US) daimi envanter
sürekli envanter yöntemi Management
sürekli envanter sistemi
sürekli envanter denetim sistemi
daimi kira
sürekli kredi
sürekli devinim
daimi hareket
daimi tarafsızlık Noun
azledilmez memur
azlolunamayan memur
azledilemez memur
devamlı vida
süresiz kanun
geçerliği sınırlamayan kanun
kanunen tasfiye edilene kadar bir şirketin varlığını sürdürmesi
daimi ardıllık
devamlı ödenen vergiler Noun
devamlı kayyumluk idaresi