plate

  1. tabak, sahan.
  2. (bir tabak) yemek.
    He had a vegetable plate for lunch.
  3. bir kişilik yemek, porsiyon.
    The wedding breakfast cost $10 a plate.
  4. bir öğün yemek.
  5. altın/gümüş sofra takımı.
  6. para toplama tabağı, tepsi.
  7. madenî levha, safiha.
  8. levha halindeki maden.
  9. üzerine yazı kazılmış madenî levha.
  10. madenî baskı levhası/kalıbı.
  11. yazılı/basılı levha.
  12. kitapta tam sayfayı kaplayan resim/tablo.
  13. üzeri maden kaplanmış eşya.
    silver/gold plate: gümüş/altın kaplı eşya.
  14. plate armor ile ayni anlama gelir. levhalı zırh, saç zırh, gemi zırhı.
  15. (a) takma diş, protez, (b) takma dişin damak kısmı.
  16. Baseball kale işareti olan levha.
  17. plate glass ile ayni anlama gelir. kalın pencere/ayna camı.
  18. fotoğraf camı, fotoğraf klişesi.
  19. düz/levha şeklindeki organ/yapı.
  20. kaburga altından kesilen ince sığır eti dilimi.
  21. Electronics anot, elektron tübünde + potansiyelde tutulan ve elektronları çeken madenî elektrod.
  22. (marangozlukta) kirişleri tutan yatay tahta.
  23. (at yarışı vb.'de birinci gelene verilen) altın/gümüş kupa.
  24. altın/gümüş kupa verilen yarış.
  25. sikke, (gümüş) para.
  26. (altın, gümüş, zırhlı levha vb. ile) kaplamak.
  27. madeni çekiçle döverek levha yapmak.
  28. Printing galvano klişe yapmak.
  29. (kâğıdı) cilâlamak, parlak görünüş vermek.
işi başından aşmak, yapacak dünya kadar işi olmak.
işi başından aşkın olmak Verb
yapacak daha önemli işleri olmak Verb
plaka tektoniği Noun, Geology
levha tektoniği Noun, Geology
levha hareketleri Noun, Geology
bağlama levhası Noun
şüt
zırh levhası: harp gemilerini, uçakları, tankları vb. düşman ateşinden koruyacak nitelikte çelik levha.
kaide
bağ demiri.
mavi tabak: birkaç çeşit yemek koymağa mahsus bölmeleri olan mavi söğüt desenli tabak. Noun
sebzeli et: bir menünün esas yemeği. Noun
(a) kazan saçı/levhası, (b) (gazetecilikte) hazır klişe.
bolster ile ayni anlama gelir. (a) demirleme zincirinin geçtiği madenî yatak, (b) (geçici) ahşap destek.
bayrak
Alman gümüşü
dipçik demiri/levhası. Noun
kâğıt tabak, karton tabak Noun, Food-Kitchen
(göze) ara zarı: bitki gözeleri bölünürken arada oluşan ve yavru gözeleri birbirinden ayıran zar Noun
bağlantı plakası Noun
kavrama aynası Noun
balatalı levha
debriyaj balatası Noun, Transport
kavrama diski
debriyaj balatası Noun, Transport
tabut levhası.
renkli resim
çizgilerle hakkedilmiş resim kalıbı
noktalarla
armatür
bir nevi ince el yazısı
bakır klişe
bakır levha
takviye levhası. Noun
takma diş
diestock
yemek tabağı Noun, Kitchen Appliances
kapı levhası Noun
tabela
asit ile yapılmış levha
iğne kazısı
moda resimleri. Noun
son modaya göre giyinen kimse. Noun
elleme levhası: kapı vb.'de el sürülen yerin kirlenmemesi için konulan madenî/plastik/cam levha. Noun
ek levhası, lama, kenet, bağlama levhası: ucuca getirilen iki çubuğu/rayı vb. birbirine sıkıca tutturmak
için ek yerinin yanlarına konulup cıvata ile sıkıştırılan levhalardan herbiri.
Noun
alınlık
havagazı ocağı
altın tabak. Noun
altınla kaplama. Noun
groundsill. Noun
demiryolu traverslerinin taban levhası. Noun
toprak levhası. Noun, Electronics
çamurluk
siper
panjur
paraçol
bağlantı plakası Noun
alınlık
bir kimsenin arzularına/isteğine ram olmak/boyun eğmek, istenileni seve seve vermek.
birine bedelsiz olarak vermek Verb
birinin işini kolaylaştırmak Verb
helisel plaka Noun, Construction
(beyzbolde) ev kalesi.
home, the plate, home base ile ayni anlama gelir. Noun
taşınabilir gaz veya elektrik ocağı. Noun
saat kadranı
(otomobil) plaka
ayarlı ayna delikli levhası Noun
soba kapak çerçevesi
(kapı) koruyucu levha: kapının alt kısmına konulan levha. Noun
(kapı) koruyucu levha: kapının alt kısmına konulan levha. Noun
paraçol
(Br) acemi sürücü plakası Noun
acemi sürücü plakası Noun
(US) otomobil plakası Noun
(US) araba plakası Noun
plaka Transport
numara plakası Noun
tabak gibi
örtü plakası Noun, Construction
imalatçının plakası Noun, Transport
orijinal klişe
tabela
plaka
isim levhası Noun
isimlik
isim plakası Noun
tanıtma levhası Noun
negatif klişe
nikel kaplama, nikelaj. Noun
otomobil plaka numarası
numara plakası Noun
plaka numarası
plaka Transport
kâğıt tabak, karton tabak Noun, Food-Kitchen
klişe
baskı balata Noun, Transport
çok renkli klişe
plaka Noun, Transport
negatif klişe
çekme saç
pafta
servis tabağı Food-Kitchen
fren pabucu
(a) gümüş kaplama, (b) gümüş sofra takımı.
altlık
çorba tabağı
çelik levha
harekete geçmek Verb
kolları sıvamak Verb
sorumluluk üstlenmek Verb
klişe
düzleme tablası, bir yüzeyin düzgünlüğünü kontrol için tesviyecilerin kullandıkları tabla.
gümüş takımlar
damağı okşamak Verb
bağlama levhası Noun
tin ile ayni anlama gelir. teneke.
teneke, kalaylı saç levha.
duvar latası/kirişi. Noun
plate ile ayni anlama gelir. levhalı zırh, saç zırh, gemi zırhı.
bıçak sepeti
(Br) kaşık
çatal
yemek asansörü
diskli kavrama
diskli kavrama
plakalı eşanjör Noun, Machinery
plate ile ayni anlama gelir. kalın pencere/ayna camı.
cam sigortası Noun
demir sac
çekme demir
(araba) plaka lambası Noun
hallmark
bakır basması kâğıdı
dokuma basması
bakır basması
tabak rafı
bulaşık rafı
(evlerde) tabaklık, tabak rafı, tabak dizmeye mahsus duvar çıkıntısı. Noun
basılmış bir reklamın büyüklüğü
levha hareketleri Noun, Geography
levha tektoniği Noun, Geology
(taş üzerinde) yaprak-oymalı süs. Noun
tabak ısıtıcısı
kavrama diski
balatalı kavrama diski
bakır klişe baskısı
bakır klişe baskı
kapak vidası Noun
plaka Noun, Transport
arka plaka lambası Noun, Transport
çelik jant
bir tabak eksik
teneke levha