pump

  1. tulumba, pompa.
    pump handle: tulumba kolu.
  2. iskarpin, bağsız ve ökçeli kadın ayakkabısı.
  3. tulumba ile çekmek, su çekmek.
  4. pump up: pompalamak, tulumba ile/pompalayarak boşaltmak.

  5. pump up: şişirmek, hava basmak, pompalamak.
    to pump up a tire.
  6. (tulumba kolu gibi) in(dir)ip çık(ar)mak, gidip gelmek, aşağı-yukarı/ileri-geri hareket et(tir)mek/sallamak.

    He pumped his hand warmly: Hararetle elini sıktı/tutup (aşağı-yukarı) salladı.
  7. (sıvıyı) basınçla itmek/sevketmek, pompalamak.
    The heart pumps blood.
  8. (duygu/düşünce) aşılamak/uyandırmak.
    He pumped a feeling of hope into his listeners.
  9. ağız aramak/yoklamak, kurnazlıkla/zorla haberi ağzından almak/söyletmek,
    k.d. baklayı ağzından çıkarttırmak.
  10. tulumba işletmek.
  11. fışkır(t)mak.
  12. aktarmak, sağlamak.
    pumped the money into the economy.
  13. (atomları/molekülleri elektomagnetik ışınım etkisiyle) daha yüksek erneji seviyesine yükseltmek.
  14. (Laser, yarı iletken, kristal vb.'ni) elektromanyetik ışınıma maruz bırakmak.
kafa yormak Verb
birinin lastiğini şişirmek Verb
pompalı tüfek Noun, Military
terfi istasyonu Noun, Infrastructure
terfi merkezi Noun, Infrastructure
emme basma tulumba
hava pompası Noun
kompresör
havadan suya ısı pompası Noun, Machinery
bira sifonu/tulumbası.
bisiklet pompası Noun
sintine pompası Noun
gemi sintine tulumbası Noun
booster ile ayni anlama gelir. yardımcı pompa/tulumba: boru hattındaki basıncı sabit tutmaya yarayan tulumba.
hidrofor Noun, Machinery
devridaim pompası Noun
sirkülasyon pompası, devridaim pompası Noun, Machinery
devridaim pompası Noun, Transport
sirkülasyon pompası, devridaim pompası Noun, Machinery
sirkülasyon pompası, devridaim pompası Noun, Machinery
beton pompası Noun, Transport
mazot pompası Noun, Transport
sintine tulumbası Noun
besleyici tulumba, buhar kazanına su veren tulumba. Noun
itfaiye tulumbası Noun
yağlama pompası Noun
basma tulumba. lift pump Noun
yakıt pompası Noun
besleme pompası Noun
yakıt pompası Noun
benzin pompası Noun
besleme pompası Noun
akaryakıt pompası Noun
mazot tulumbası Noun
yakıt pompası Noun, Transport
yakıt tulumbası Noun
benzin pompası Noun
benzin pompası Noun, Transport
yağlama pompası Noun
el tulumbası Noun
ısı tulumbası: sıkıştırılabilen bir soğutucu aracılığı ile ısıyı bir kütleden (örneğin bina içinden)
başka bir kütleye (dışarıdaki havaya/suya/toprağa) ileterek (binayı) ısıtan veya soğutan düzen.
Noun
enjeksiyon pompası Noun, Transport
insülin pompası Noun, Medical Equipment
fışkırtma tulumba.
emme-basma tulumba
emme tulumba. Noun
yağ pompası Noun
motopomp
benzin pompası Noun
bölgesel, yerel, mahallî, yalnız bir bölgeyi/mahalleyi ilgilendiren.
parish-pump politics: mahalle politikası.
benzin pompası Noun
petrol pompası Noun
pistonlu tulumba
pnömatik pompa
basma tulumba
basınç pompası Noun
emme basma tulumba
emme basma tuluma
(US) tulumbanın silindirine su döküp işlemeye hazırlama
ticareti hızlandırmak için para sarf etme
hızlı infüzyon sistemi Noun, Medical Equipment
hızlı infüzyon cihazı Noun, Medical Equipment
hızlı infüzyon pompası Noun, Medical Equipment
el tulumbası, portatif yangın tulumbası.
mide yıkama tulumbası. Noun
dalgıç pompa
emme tulumba.
lastik pompası Noun
tulumba
su pompası Noun
bir pompayı işletmek Verb
birinden bir sır öğrenmek Verb
kuyudan su çekmek Verb
birine küfür yağdırmak Verb
araba lastiğine hava basmak Verb
pompalı fren
bir ülkeye ekonomik yardım yapmak Verb
mekanizmalı tüfek. Noun
tulumba istasyonu
birinden bilgi sızdırmak Verb
(spor yarışmalarında) ağırlık kaldırmak.
para vermek Verb
bir ülkeye para pompalamak Verb
boşaltmak Verb
iyiden iyiye tetkik etmek Verb
tulumba ile çekmek Verb
petrolün pompa fiyatı
ekonomik destek(leme): millî ekonomiyi kalkındırmak için devlet bütçesinden para harcama. Noun
birinin nabzını yoklamak Verb
birinden para koparmak Verb
bir lastiğe hava basmak Verb
lastiğe hava basmak Verb
enjeksiyon pompa regülatörü