simgelemek, temsil etmek.
The letters of the alphabet represent the sounds of speech. The flag represents the nation. The stars on this map represent the cities.
Transitive Verb
göstermek.
To represent musical sounds by notes.
Transitive Verb
temsil etmek, temsilci olmak.
He represents the company in İzmir. To represent one's government in a foreign country.
Transitive Verb
belirtmek, tasvir etmek, resmetmek.
This painting represents the sunset: Bu resim güneşin batışını
tasvir ediyor.
He represented the plan as safe: Planın güvenilir olduğunu belirtti.
Transitive Verb
ifade etmek, söylemek.
Transitive Verb
anlatmak, tanımlamak, tarif etmek.
I will represent him the dangers he is running.
Transitive Verb
… gibi göstermek, … süsü vermek.
The articlerepresented the dictator as a benevolent despot.
Transitive Verb
açıklamak, gözönüne sermek, ileri sürmek.
The report represents the results of our researches.
Transitive Verb
rolünü yapmak/oynamak.
Transitive Verb
taklit etmek, yerine geçmek, … taslamak, … gibi görünmek.
He represents himself as a model of virtue.
Transitive Verb
örnek olmak, numune teşkil etmek, numunesi olmak, yerine geçmek.
Transitive Verb
eşdeğer/karşılık olmak, tekabül etmek, karşılamak.
Transitive Verb
temsil ve ilzam yetkisi
Noun, Law
temsil ve ilzama yetkili
Adjective, Law
bir senedi yeniden sunmak
Verb
bir seçim bölgesindeki seçmenleri temsil etmek
Verb
bir seçim bölgesinde seçmenleri temsil etmek
Verb
bir firmayı temsil etmek
Verb
açıkça beyan ve temin etmek
Verb
şema halinde göstermek
Verb
kendini uzman olarak tanıtmak
Verb
mahkemede kendi kendini temsil etmek
Verb
mahkeme de kendi kendini temsil etmek
Verb
birinin menfaatlerini temsil etmek
Verb
alacaklıların menfaatlerini temsil etmek
Verb
aktiflerin gerçek değerini temsil etmek
Verb
seyircilere göstermek
Verb