kafasından hesaplamak
Verb
zararıni hesap etmek
Verb
kendi kendine gelin güveyi olmak, ilgililere danışmadan iş görmek, güçlükleri düşünmeden plân kurmak.
kendi kendine gelin güveyi olmak, ilgililerin fikrini almadan plân hazırlamak.
liderlerden sayılmak
Verb
fazla mesai saatlerini hesaplamak
Verb
taksinin ücretini hesaba katmak
Verb
hayvan sayısı olarak ifade etmek
Verb
(a) -e güvenmek/dayanmak/bel bağlamak.
You can always reckon on me (to help you). (b) ummak, beklemek.
We're reckoning on a large profit/on being 1 hour late. You can't reckon on seeing him.
miras kalacağını ümit ederek ona göre davranmak
Verb
miras kalacağını bekleyerek ona göre davranmak
Verb
birinin geleceğini hesaba katmak
Verb
bir kere daha gözden geçirmek
Verb
baştan başa hesaplamak
Verb
baştan sona hesaplamak
Verb
geçim maliyetine kirayı da katmak
Verb
bu yörelerin en zengin kişisi sayılmak
Verb
hesaptan bir şeyi düşmek
Verb
bir tatilin kaça çıkacağını hesaplamak
Verb
bir girişimin maliyetini hesaplamak
Verb
taksi ücretini hesaba katmak
Verb
muhtemel giderleri hesaplamak
Verb
muhtemel giderleri hesaplamak
Verb
birinin yardımına güvenmek
Verb
(a) hesaba katmak, (rakip/muhasım olarak) gözönüne/göze almak. (b) hesaplaşmak, hesap vermek, kozunu
paylaşmak.
If you hit the child again you'll have me to reckon with.
bir tehlikeyi hesaba katmak
Verb
hesaba katmamak, ka'le almamak.
They reckoned without his decision.
miktarı ağırlık olarak değil