redundant

  1. Adjective gereksiz, lüzumsuz, fazla, ziyade.
    a redundant word. The story doesn't need all this redundant background material.
  2. Adjective (söz vb.) gereksiz tekrarlanmış, ağdalı, mükerrer, fazla ayrıntılı, sıkıcı.
    “We two both had an apple
    each” is a redundant sentence.
  3. Adjective görevine ihtiyaç kalmadığı için işten çıkarılmış. (memur /işçi).
    make redundant: görevine ihtiyaç
    kalmadığı için işten çıkarmak.
kendisine artık gereksinim duyulmamak Verb
birinin çalışmasına artık gereksinim duymamak Verb
sermaye fazlalığı
fazla işçi
fazla işçi
kendisine artık gereksinim duyulmayan işçi
çok çekimli fiil. Örneğin
light fiilinin geçmiş zamanı
lit veya
lighted olabileceği
için bu fiil çok çekimlidir.
fazla işçi
ilk olarak işten çıkarılmış işçileri yeniden işe almak Verb
işini ekonomik nedenlerden kaybetmiş olmak Verb