reform

  1. Noun inkılap
  2. Transitive Verb düzeltmek, islâh etmek, düzene sokmak, reform yapmak.
  3. Transitive Verb ahlâkını düzeltmek, kötü huylardan vazgeç(ir)mek, yola getirmek/gelmek, islâh olmak, nefsini islâh etmek.

    Prisons should try to reform criminals instead of just punishing them.
  4. Transitive Verb kötülüğe/suiistimale son vermek.
  5. Transitive Verb yeni şekle sokmak, şeklini yenilemek, yeniden teşkil etmek/düzene koymak.
  6. Noun düzeltme, islâh, düzene sokma, reform, kötülükleri/ahlâksızlıkları düzelterek yeni bir yönetim kurma.

    The new government put through many reforms.
  7. Noun ahlâkını düzeltme, kötü huylardan vazgeç(ir)me, yola getirme/gelme, islâh olma, nefsini islâh etme.
demokratik hukuk reformu Noun, Politics-Intl. Relations
toprak ve tarım reformu Noun, Politics-Intl. Relations
toprak kanunu Noun, Law
reformcu Adjective
reformist Adjective
ıslahçı Adjective
ıslahatçı Adjective
Islahat Proper Name, History
idari reform
tarım reformu
tarım reformu
tarım reformu
harf inkılabı Noun, History
devrimden yana olmak Verb
reformlara çok hiddetlenmek Verb
bütçe reformu
takvim reformu
reform yapmak Verb
anayasal reform
anayasa reformu
para reformu
amortisman reformu
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
boşanma kanunu reformu
Doğu Anadolu Islahatı Proper Name, History
ekonomik reform Noun
eğitim reformu Noun
seçim reformu
mali reform
finansal reform
vergi reformu
devrimci
reformlara düşman
gelir vergisi reformu
bir reform başlatmak Verb
sigorta reformu
yargı reformu Noun, Politics-Intl. Relations
adli reform
sendika reformu Noun
toprak reformu, topraksız çiftçiye toprak dağıtımını öngören hükümet programı. Noun
toprak reformu Noun, Politics-Intl. Relations
hukuk devrimi
belediye reformu
bir reformu başlatmak Verb
patent kanunu reformu
ceza reformu
ceza hukuku reformu
hapishane reformu
köklü reform
radikal reform
vergi reformu
bütün reform çabalarını engellemek Verb
toplumsal reform Noun, Politics-Intl. Relations
sosyal reform Noun, Politics-Intl. Relations
(US) sosyal sigorta reformu
imlâ reformu.
eğitim reformu
büyük reform
Tanzimat Proper Name, History
vergi reformu
köklü reform
köklü reform
sosyal yardım reformu
bir belgedeki biçimsel hatayı mahkeme kararıyla düzeltmek Verb
Reform Yasası: İngilterede 1832'de kabul edilen seçim yasası. Noun
bir suiistimali düzeltmek Verb
bir yönetimi ıslah etmek Verb
(US) bir belge düzenlemek Verb
Reform Yasası: İngilterede 1832'de kabul edilen seçim yasası. Noun
Islahat Fermanı Proper Name, History
reform çabaları Noun
öğretme yöntemlerinde reform
reform paketi
Şark Islahat Planı Proper Name, History
reform programı
ıslahat programı
reform programı
küçükler hapishanesi
(US) ıslahhane
yargı paketi Noun, Law
reform hareketinin başı
US vergi reformu tasarısı
vergi reform mevzuatı
vergi reformu paketi
Islahat-ı Osmaniyye Partisi Proper Name, Organizations
  1. reform
  2. reformation
depreciation reform
constitutional reform
municipal reform
divorce law reform
budgetary reform
penal reform
penal reform
democratic legal reforms Noun, Politics-Intl. Relations
education reform Noun
study reform
prison reform
currency reform
patent reform
reformist Adjective
reformist Adjective
electoral reform
labor reform Noun
insurance reform
social security reform
welfare reform
calendar reform
agriculture reform
agricultural reform
land reform
land reform Noun, Politics-Intl. Relations
land and agriculture reform Noun, Politics-Intl. Relations
fiscal reform
rating reform
tax reform
judicial reform Noun, Politics-Intl. Relations
judicial reform
constitutional reform
sweeping reform
economic reform Noun
financial reform
administrative reform
radical reform
thorough reform
trenchout reform
financial reform
reform in teaching methods
radical reform
social reform Noun, Politics-Intl. Relations
social reform Noun, Politics-Intl. Relations
reform efforts Noun
leading spirit of the reform movement
reform bill
reform package
reform program (me
reform program me
reform bill Noun, Politics-Intl. Relations
to carry out a reform Verb
to reform Verb
to initiate a reform Verb
to set back all efforts at reform Verb
tax reform legislation
tax proposal

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir şeydeki aksaklık ve eksikleri düzelterek ... yapılan işler, yenilikler, ıslâhat