remain

  1. Intransitive Verb kalmak, beklemek.
    He remained at home: O evde kaldı.
    The police have remained on the spot:
    Polis olay yerinde bekledi.
    She remained silent.
    The results of these experiments will remain a secret: Bu deneylerin sonucu bir sır olarak kalacak.
    One thing remains certain: şurası muhakkak ki.
  2. Intransitive Verb (geride/aynı yerde) durmak, geri kalmak, gitmemek.
    to remain behind: geri kalmak.
  3. Intransitive Verb artakalmak, elde (mevcut) kalmak, fazla/baki kalmak.
    Much still remains to be done: Daha yapılacak
    çok iş var.
    It remains to be proved: Bunun ispatı gerekir.
    It remains to be seen whether: Bakalım … mı?
    The fact remains that: Gerçek şu ki …
  4. Intransitive Verb değişmemek, olduğu yerde/olduğu gibi kalmak, dayanmak, baki kalmak, (bir durumu) korumak.
    The weather
    remains fine: Hava güzelliğini koruyor (Güzel havalar devam ediyor).
  5. Intransitive Verb zail olmamak.
  6. Intransitive Verb (depoda vb.) saklanmak/muhafaza edilmek.
  7. Noun
    remains: kalıntı, bakiye, artık.
mevziinde kalmak Verb
yerinde kalmak Verb
fikrini değiştirmemek Verb
kendi dış siyasetini saptamada serbest kalmak Verb
tahtta kalmak Verb
tahtında kalmak Verb
bir sır olarak kalmak Verb
(kız) evde kalmak Verb
evlenmemek Verb
işte faal olarak kalmak Verb
su yüzünde kalmak Verb
eve kapanmak Verb
temelde aynı kalmak Verb
arkada kalmak Verb
üretim hedeflerini gerçekleştirememek Verb
önceki yıl düzeyleri altında kalmak Verb
...'i görmemezlikten gelmek Verb
...'i görmezden gelmek Verb
...'i görmezlikten gelmek Verb
kılı kıpırdatmamak Verb
borçlu kalmak Verb
fiyatlarını değiştirmemek Verb
değişmeden kalmak Verb
kendi dış siyasetini saptamada serbest kalmak Verb
aç durmak Verb
istifinıbozmamak Verb
önemini korumak Verb
ömür boyu bir evde yaşamak Verb
geri kalmak Verb
yetişememek Verb
borçlarını ödemede geri kalmak Verb
yürürlükte kalmak Verb
mevcudiyetini sürdürmek Verb
sağ kalabilmek Verb
yürürlükte kalmak Verb
aynen yürürlükte kalmak Verb, Law
mevkiinde kalmak Verb
görevde kalmak Verb
mevkinde kalmak Verb
(Br) kiracının tasarrufunda kalmak Verb
alana hâkim olmak Verb
iktidarda kalmak Verb
iktidar da kalmak Verb
karantinada kalmak Verb
karantina da kalmak Verb
(senet) ödenmeden kalmak Verb
karar verilmeden kalmak Verb
babanın vesayeti altında kalmak Verb
savunma da kalmak Verb
lakayt kalmak Verb
donmak Verb
tarafsız kalmak Verb
nötr kalmak Verb
liman açığında kalmak Verb
dengeli bir konjonktür politikası izlemek Verb
(satılmadan) elde kalmak Verb
aday kalmak Verb
rafta kalmak Verb
dükkânda kalmak Verb
açık kalmak Verb
pasif kalmak Verb
borsadan uzak durmak Verb
sessizliğini bozmamak Verb
sessizliğini korumak Verb
konuşmamak Verb
fiyatlar dünkü seviyede kalmak Verb
(borsa) sabit olmak Verb
(piyasa) istikrarlı kalmak Verb
satıcının mülkiyetinde kalmak Verb
gayrimenkul mülkiyet inin kalmak Verb
henüz işgal edilmemiş bulunmak Verb
liste başında kalmak Verb
sadık kalmak Verb
belirsizliğini korumak Verb
değişmeden kalmak Verb
değişmemek Verb
belirsizliğini korumak Verb
altta kalmak Verb
bir şeyin altında kalmak Verb
birine karşı bir şey borçlanmış olmak Verb
ağır baskı altında kalmak Verb
çekilmeden kalmak Verb
lakayt kalmak Verb
geçerli kalmak Verb
susma hakkını kullanmak Verb, Law
susma hakkını kullanmak Verb, Law
susma hakkı Noun, Law