remnant

  1. Noun kalıntı, bakiye, artık, fazlalık.
  2. Noun parça, kırıntı, hurda.
  3. Noun kumaş/dantel parçası, satılan kumaş topundan artakalan parça.
    She bought a remnant of silk at the sale.
  4. Noun iz, zerre, eser.
  5. Adjective artakalan, artık, kalıntı, bakiye.
(reklam) ucuzlatılmış ilan tarifesi
seri sonu satışı
elde kalan malların satışı
satılmamış reklam yeri
bir dergide indirimli fiyatla satılan