sınırlı duygulanım
Noun, Psychiatry
trafiğin süratini belli bir limite göre ayarlamak zorunda olduğu bölge
yasa ya da sözleşme gereğince para ya da başka kaynakların kullanımının kısıtlanması
(US) inşaat yasağı olan bölge
tahdit edici ciro (senedin ileride başka koşullarla ciro edilmesini yasaklayan ciro
park yasağı saatleri
Noun
(elektrik) gece saatleri tarifesi
sınırlı piyasa (bir üreticinin rekabetten kaçmak için diğer üreticilerle satışları kısıtlamak üzere anlaştığı piyasa
bir üreticinin rekabetten kaçınmak için diğer üreticilerce satışları kısıtlamak üzere anlaştığı piyasa
bir maksada yönelik servet
borsada kote edilmemiş menkul kıymetler
Noun
tedavülü sınırlı menkul kıymetler
Noun
alışverişi düşük hisse senedi
(US) alışverişi düşük hisse senedi
belirli bir süre içinde belirli sayıdaki şirket hisse senedini satın alma önceliği hakkı
şirket çalışanına tanınan
(US) sadece şahsa satılabilir (henüz borsada alım-satım konusu yapılmamış senetler
Noun
kısıtlı oy kullanma hakkı
şirketlerde kazançların temettü ödemelerine tahsis edilmeyen bölümü
inşaat kayıtları olan bölge
(US) gizli belgelerin gizliliğini kaldırmak
Verb
sınırlı krediden faydalanmak
Verb
dar bir çevrede yaşamak
Verb
geçici yasak bölge
Noun, Politics-Intl. Relations