reverse

  1. Verb, Law bozmak
  2. Adjective ters, zıt, aksi, karşıt.
    in the reverse order: ters sırada, sondan başa doğru.
    in the reverse
    direction: zıt yönde.
    the reverse side of a medal: madalyanın ters yüzü.
  3. Adjective tersine hareket eden, terslik yapan.
  4. Adjective arka, geri, öbür.
    the reverse side of a fabric. reverse turn.
  5. Adjective geri, zıt yönde hareket sağlayan.
    reverse gear: geri vites (dişlisi).
  6. Adjective (baskıda) siyahları beyaz (ve tersi) gösteren.
    reverse photoengraving.
  7. Adjective (aynadaki görüntü gibi) ters, simetrik.
  8. Noun ters, zıt, aksi, aykırı, karşıt (olan şey).
    He did the reverse of what I ordered: Emrettiğimin
    tam aksini yaptı.
    to be quite the reverse: tam tersi olmak.
    The reverse of what you said is true.
  9. Noun arka, geri, ters, öbür taraf/yüz).
  10. Noun (para/madalya) ters yüz.
  11. Noun aksilik, felaket, yenilgi, bozgun.
    To meet with an unexpected reverse: Beklenmedik bir felaketle
    karşılaşmak.
    to suffer a reverse: bir felakete/yenilgiye/bozguna uğramak.
    They suffered severe military reverses in North Africa: Kuzey Afrikada önemli askerî yenilgilere uğradılar.
  12. Noun, Machines (a) ters/ zıt yönde hareket, tornistan.
    to go into reverse: ters yönde gitmek.
    At this point
    the party's fortunes went into reverse. (b) ters/geri hareket sağlayan mekanizma, geri vites.
    to throw an engine to reverse: motoru geri vitese almak.
  13. Verb ters çevir(il)mek.
  14. Verb ters yüz etmek/olmak, içini dışına çevir(t)mek.
  15. Verb yönünü değiştirmek, ters/aksi/zıt yönde hareket et(tir)mek.
    They were determined to reverse their country's decline.
  16. Verb (oluş sırasını) aksetmek, tersine döndürmek, evirtmek.
    to reverse the process of evolution.
  17. Verb altüst etmek, tamamen değiştirmek.
  18. Verb (karar, emir vb.) iptal etmek, feshetmek.
    to reverse a verdict.
  19. Verb (otomobil vb.) geri vitese almak.
  20. Verb (baskı) siyahları beyaz (ve tersi) basmak.
bozma kararı Noun, Law
kararın bozulması Noun, Law
arabayı garaja geri geri sokmak Verb
fikrini değiştirmek Verb
fikrini tamamen değiştirmek Verb
fikrini değiştirmek Verb
tamamen fikir değiştirmek Verb
tutumunu değiştirmek Verb
sorumlu sıfatıyla KDV Noun, Accounting
karar :: bozmak Law
müşkül finansal durum
geriye doğru gider
sayfanın öbür tarafında
yarı tornistan
(askerlik) küçük bir başarısızlığa uğramak Verb
arkasına yazılı
...'i temyizen bozmak Verb, Law
kararı bozmak Verb, Law
bir kararnameyi kaldırmak Verb
hükmü bozmak Verb
temyiz üzerine bir kararı bozmak Verb, Law
bir karineyi bozmak Verb
bir usulü değiştirmek Verb
bir prosedürü tersine çevirmek Verb
bir süreci tersine çevirmek Verb
eski bir kararı bozmak Verb
bir muhasebe kaydını ters kayıtla iptal etmek Verb
ters muhasebe kaydı yapmak Verb
açık eksiltme Noun, Banking
ispat külfetinin tersine çevrilmesi Noun, Law
(telefonda) ödemeli, ücreti aranan aboneye ödetilen.
ödemeli telefon
(telefon , US) ödemeli
(Br) ödemeli konuşma
çalışmak için kentten sayfiye mahallelerine gidip gelme
ters yön
ırk ayırımı.
tersine mühendislik Information Technology
ters kayıt
geri vites Transport
ters görüntü Information Technology
kısmen bozmak Verb, Law
bir manşetin üzerindeki manşetten daha kalın puntolu bir sözcük ya da cümle
bir mülkün değeri karşılığı olarak verilen kredi
geri hareket
tornistan
bir madeni paranın tersi
talihin ters dönmesi
fikrini tamamen değiştirmek Verb
ters osmoz Noun
ters ozmoz Noun, Chemistry
negatif klişe
(foto) yanları ters gösterilen
ters repo
bir şirketin ödenmemiş hisse senetlerinin sayısının azalması ve geri kalan hisse senetlerinin piyasa fiyatının artması
belli sayıda hisse senedinin birleştirilme irilerek nominal değeri daha yük
ödenmemiş hisse senetleri sayısının azalması
özel bir firmanın bir kamu firmasını satın alması
küçük bir firmanın daha büyük bir firmayı satın alması
bu çoğu zaman küçük şirketin borsaya kaydettirilmesi amacıyla yapılır
daha küçük bir özel şirket tarafından bir anonim şirketin satın alınması
küçük bir şirketin büyük bir şirketi devralması
(telefonda) ödemeli aramak, ücreti karşı tarafa ödetmek.
alt derecedeki bir mahkemenin kararını bozmak Verb
kararı bozmak Verb, Law
ispat yükünü karşı tarafa yüklemek Verb
S şeklinde demiryolu dönemeci.
ters görüntü Information Technology
sabit faizli menkul kıymetlerin endüstri hisse senetlerinden daha çok verim vermesi durumu
ters getiri farkı
akıl sır erdirememek akılı sonradan gelmek Verb
ters sıra ile
akreditifin arkasına ödenmiş olduğunu kaydetmek Verb
madalyonun tersi