(US) işvereninden maaşına zam istemek
Verb
(Br) işvereninden zam istemek
Verb
korkutmak, dehşete salmak, tüylerini diken diken yapmak.
It was enough to make your hair stand on end.
His hair stood on end at the sight: Görür görmez düyleri diken diken oldu.
işveren maaşına zam istemek
Verb
borsada fiyatların yükselmesini beklemek
Verb
(kişi) yükselmekte olmak
Verb
(fiyat) yükselmekte olmak
Verb
(hisseler) yükselmekte olmak
Verb
borsada spekülasyon amacıyla hisse fiyatlarını yükseltmek
Verb
hisse fiyatlarının yükselmesini bekleyerek hisse satın almak
Verb
borsada fiyatların yükseleceği beklentisiyle oynamak
Verb
(US) fiyatları yükselecek diye elinde hisse senedi tutmak
Verb
verime bağlı olmayan gelir artışı
verime bağlı olmayan gelir artışı
fiyatların yükseleceğini bekleyerek hisse satın almak
Verb
fiyatların yükseleceğini bekleyerek hisse satın almak
Verb
hisse senedi fiyatlarının yükselmesine dayanan spekülasyon
hisse senedi fiyatlarının artışı
yükselmeye yüz tutmak
Verb
(borsa) bir puan çıkmak
Verb
(a) umursamamak, ka'le almamak, önem vermemek, tenezzül etmemek, seviyesine inmemek, hiçe saymak, aldırış
etmemek.
to rise above an insult. (b) (kusur vb.) yenmek, galebe çalmak.
to rise above one's misfortune: talihsizliği yenmek.
ortanın üstüne çıkmak
Verb
birşeyden etkilenmemek
Verb
birşeyin üstesinden gelmek
Verb
birine karşı ayaklanmak
Verb
(parlamento) tatil başlamak
Verb
hasta yatağından kalkmak
Verb
çekirdekten yetişmek
Verb
sandalyesinden kalkmak
Verb
yiyecek fiyatlarında artış
posta ücretlerinin artması
(US) hisselerin yükselmesi
(hisse fiyatları) aniden yükselmek
Verb
birşey yapma mertebesine erişmek
Verb
birşey yapmak için yükselmek
Verb
birşey yapma seviyesine yükselmek
Verb
yüksek mevkie çıkmak
Verb
önemli bir yere gelmek
Verb
birşeye cevap vermek
Verb
birşeye sinirlenip yanıt vermek
Verb
zorluğun üstesinden gelmek
Verb
zorlukla başa çıkmak
Verb
(a) (balık) sun'î sineğe doğru sıçramak, (b) (insan) kendisini tahrik etmek için söylenen söze kanarak kızmak/öfkelenmek.
fırsatı kaçırmamak, fırsattan yararlanmak.
çok erken kalkmak, gün doğmadan/şafakla beraber uyanmak/kalkmak.
konjonktürel fiyat artışı
Noun
konjonktürel fiyat yükselmesi
fiyatlarda bir artış olması
doğurmak, üretmek, meydana getirmek, hasıl etmek, sebep olmak.
endişeye sebep olmak
Verb
anlaşmazlığa yol açmak
Verb
yanlış anlaşmaya neden olmak
Verb
protestolara neden olmak
Verb
high-rise ile ayni anlama gelir. gökdelen, yüksek bina.
(borsa) fiyatların anormal yükselmesi