karın ağrısı otu
(Aletris farinosa): Kızılkök familyasından bir ot.
kıpkırmızı, pancar gibi kırmızı.
to turn as red as a beet root: pancar gibi kızarmak.
kayınka kökü: beyaz duta benzer bir meyve veren tropik Amerika bitkisinin kökü. Müshil olarak kullanılan
bir glikozit elde etmede kullanılır.
Noun
kayınka kökü: beyaz duta benzer bir meyve veren tropik Amerika bitkisinin kökü. Müshil olarak kullanılan
bir glikozit elde etmede kullanılır.
Noun
kereviz
Noun, Food-Kitchen
küp kök
Noun, Mathematics
püsküllü kök: kalınlaşmayıp püskül püskül uzantılar veren kök (çayır kökü gibi).
Noun
manyok
Noun, Plant Species
tutucu/destek kök, bitkiyi dik tutan kök.
Noun
(a) yılan otu
(Prenanthes serpentaria, P. alba): kökü yılan sokmasına panzehir farzedilen birkaç
çeşit ot, (b) snakeroot, (c) zambak
(Trillium cernuum).
karekök, kökiki.
The square root of 25 is 5.
karekök
Noun, Mathematics
(a) kökleşmek, kök salmak, büyümeye başlamak.
The seeds of flower took root in the garden. (b)
yerleşmek, tutunmak, teessüs etmek.
yumrukök: bazı tahılların köklerine arız olan hastalık.
kökten, toptan, tamamıyla, baştanbaşa, tüm.
to destroy something root and branch: bir şeyi kökten/tüm
yok etmek, kökünü kurutmak.
meyankökü şerbeti/gazozu/birası.
Noun
kök kemiren (böcek).
Noun
diş özü, diş kökünde sinirlerin geçtiği kanal.
root canal therapy = root canal treatment: kanal
tedavisi/dolgusu (=
endodontics).
Noun
kök başlığı, kök ucunu koruyan doku.
Noun
kök bitkiler mahzeni: kök bitkilerin saklandığı kısmen toprakla örtülü yeraltı mahzeni.
Noun
kök tırmanıcı: kökler salarak tutunup tırmanan bitki.
Noun
kök bitki: patates, pancar, turp, havuç gibi kökleri yenilen sebzeler.
Noun
kök dizin
Information Technology
kök bağlantısı, köklerin birbirine bitişmesi.
Noun
tincik, topraktan su ve mineralleri emen kıl gibi ince kök uzantısı.
Noun
kök yumrusu: köklere musallat olan bir hastalık.
Noun
ortalama karekök: bir dizideki sayıların kareleri ortalamasının karekökü.
kıs.:
rms.
Noun
bir malikin bir gayrimenkul üzerindeki son otuz yıl için sahiplik hakkını kanıtlamak için düzenlenen belge
bir hesap pusulasını mektup yığını altından çekip çıkarmak
Verb
Osmos basıncı: suyu topraktan kök yolu ile bitki damarlarında yükselten basınç.
Noun
kök çürümesi: bir bitki hastalığı.
Noun
...'in kaynağında yatmak
Verb
...'in arkasında yatmak
Verb
...'in ardında yatmak
Verb
...'in temelinde yatmak
Verb
...'in kökünde yatmak
Verb
...'in kökeninde yatmak
Verb
kötü alışkanlıkları kökünden yok etmek
Verb
bir güçlüğün köküne inmek
Verb
bir sorunun esasına inmek
Verb
...'in kaynağında yatmak
Verb
...'in temelinde yatmak
Verb
...'in arkasında yatmak
Verb
...'in kökünde yatmak
Verb
...'in ardında yatmak
Verb
...'in kökeninde yatmak
Verb
kötüyü kökünden kazımak
Verb