rose

English-Turkish Translation

  1. Adjective gül rengi
  2. Adjective açık pembe
  3. Noun, Botany gül
    (Rosa) (bitki).
    brier/dog rose: yabani gül, it gülü
    (Rosa canina).
    cabbage
    rose: Van gülü
    (Rosa centifolia).
    damask rose: Şam gülü
    (Rosa damascena) .
    floribunda rose: yediveren gülü.
    moss rose: yosun gülü.
    musk rose: misk gülü.
    rock rose: lâden.
    tea rose: çay gülü.
  4. Noun güle benzer bitki.
  5. Noun gül (çiçek).
    no rose without a thorn = every rose has its thorn: gül dikensiz olmaz.
    attar of roses: gül yağı.
  6. Noun gülrengi, pembe-kırmızı, açık pembe.
  7. Noun gül şeklinde süs.
  8. Noun rüzgâr gülü, (gül şeklinde) yönleri gösteren diyagram.
  9. Noun gül şeklinde elmas kesimi: tabanı düz, küresel yüzeyi küçük üçgenlerle bezenmiş.
  10. Noun hortum süzgeci.
  11. Noun, Mathematics gül eğrisi: orijinde birleşen 3 veya daha fazla yapraklı, kutupsal koordinatlarda denklemi
    r = a.
    sin nA veya
    r = a. cos nA olan eğri.
    n: tam sayı, n>1.
  12. Adjective gül+.
    a rose garden: gül bahçesi.
  13. Adjective güllük, güllü.
  14. Adjective gül kokulu.
  15. Adjective pembe, gül renkli.
  16. Verb (bkz: rise )
    (geç.z.).
  17. Transitive Verb pembeleştirmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

American rose
Amerikan gülü Adjective
Banks rose
Çin gülü
(Rosa banksiae): Çinde yetişen hafif kokulu beyaz-sarı çardak gülü. Noun
bourbon rose
burbon gülü
(Rosa borboniana): birçok türleri olan melez bir gül. Noun
cabbage rose
irigül
(Rosa centifolia): Kafkasya menşeli, beyaz/pembe çiçekler açan kokulu gül. Noun
California rose
Japon gülü
(Convolvulus japonicus): D. Asya asıllı iri pembe gül.
Cherokee rose
Çin gülü
(Rosa laevigata): Çinden ABD'ye getirilmiş beyaz gül.
china rose
çin gülü Noun, Botany
china rose
japon gülü Noun, Botany
China rose
(a) Çin gülü
(Rosa chinensis), (b) iri bir Asya gülü
(Hibiscus rosa-sinensis).
compass rose
rüzgâr gülü. Noun
confederate rose
Çin ebegümeci
(Hibiscus mutabilis) : geceleri koyu kırmızıya dönen pembe-beyaz çiçek açar.
copper rose
gül rengi Adjective
copper rose
açık pembe Adjective
cotton rose
Çin ebegümeci
(Hibiscus mutabilis) : geceleri koyu kırmızıya dönen pembe-beyaz çiçek açar.
damascus rose
ısparta gülü Noun, Plant Species
damask rose
Şam gülü
(Rosa damascena).
dog rose
kuşburnu, itgülü, yabani gül
(Rosa canina). Noun
dog rose
yaban gülü Noun, Botany
French rose
Fransız gül rengi Adjective
guelder rose
gilaburu Noun, Botany
hybrid tea rose
yediveren gülü (kokusuz cinsi).
lavender rose
lavanta gül rengi Adjective
madder rose
kızıl mor renk.
mallow rose
pembe bamya
(Hibiscus moscheutos): pembe çiçekler açan bamya türü.
moss rose
yosun gülü
(Rosa centifolia muscosa): sapı ve çanağı tüylü bir çeşit gül.
multiflora rose
salkım-gül
(Rosa multiflora): salkım salkım küçük çiçekler açan gül. Noun
musk rose
(a) misk gülü
(Rosa moschata): Akdeniz bölgesinde yetişir. Misk kokulu beyaz çiçekler açar. (b) musk mallow (b).
old rose
eski gül Adjective
Persian rose
Pers gülü Adjective
prairie rose
çayır gülü
(Rosa stigera): Orta ABD'de yetişen pembe-beyaz çiçekli çardak gülü (North Dakota'nın eyalet çiçeği).
rugosa rose
Çin gülü. Noun
tea rose
çay gülü, çay kokulu gül.
touched with rose
pembeleştirilmiş
under the rose
gizlice, sinsice, sezdirmeden, sır olarak, mahremane. sub rosa
vin rose
pembe şarap
white rose
beyaz gül, İngilterede York hanedanının simgesi. Noun
wild rose
yaban gülü. Noun
wind rose
rüzgâr gülü. Noun
yellow rose
sarı gül Adjective
rose acacia
gül ibrişim
(Robina hispida). Noun
rose aphis
gül biti
(Aphis rosae): güllerin çiçek ve dallariyle taze yapraklarında yaşayan yeşil renkli zararlı böcek. Noun
rose beetle
rose chafer Noun
rose campion
pembe karanfil
(Lychnis coronaria). Noun
rose campion
karamuk. Noun
rose chafer
altın böcek
(Macrodactylus subspinosus): güllere zarar veren sarı-kahverengi tüylü bir böcek.

rose bug, rose beetle ile ayni anlama gelir.
Noun
rose coloured
iyimser
rose coloured
pembemtrak kırmızı
rose coloured
neşeli
rose coloured
gül renkli
rose comb
pembe ibik. Noun
rose daphne
pembe defne
(Daphne cneorum). Noun
rose fever
gül nezlesi: baharda/yaz başlangıcında gül polenlerinin sebep olduğu nezle. Noun
rose garden
gül bahçesi
rose geranium
gül sardunyası, ıtır, gül kokulu sardunya
(Pelargonium capitalum). (G. Afrikada yetişir). Noun
rose hip
hip4. Noun
rose jam
gül reçeli. Noun
rose leaf
gül yaprağı
rose madder
alizarin rengi Adjective
rose mallow
ebegümeci
(Hibiscus). Noun
rose mallow
gülhatmi Noun
rose mallow
japon gülü Noun, Botany
rose mallow
çin gülü Noun, Botany
rose moss
yabani semizotu
(Portulaca grandiflora): pembe, mor, krmızı, beyaz, sarı çiçekler açar. Noun
rose of Jericho
saat gülü
(Anastatica hierochuntica): Haçlıgillerden kuru iken kıvrılan, ıslanınca açılan Asya bitkisi. Noun
rose of Sharon
çan çiçeği
(Hibiscus syriacus): çan biçiminde pembe, mor, beyaz çiçekler açan bir funda. Noun
rose of Sharon
St.-John's-wort. Noun
rose of Sharon
Şaron gülü: İncilde Neşideler Neşidesinde adı geçen çiçek. Noun
rose oil
gül yağı.
rose pink
gül pembesi Adjective
rose preserve
gül reçeli. Noun
rose preserve
rose jam Noun
rose rash
gülcük: çocuklarda görülen bir deri hastalığı. Noun
rose rash
kızamık. Noun
rose red
gül kırmızısı Adjective
rose water
gül suyu. Noun
rose window
gülbezek, gül/tekerlek şeklinde pencere. Noun
see the world through rose coloured glasses
dünyayı toz pembe görmek Verb
rosé
pembe şarap. Noun
rosé wine
roze şarap Food-Kitchen
vin rosé (Fr)
roze şarap Food-Kitchen
English-Turkish phrases from Zargan's own database