routine

  1. Noun yöntem, alışılmış usul ve düzen, her zaman aynı şekilde yapılan iş.
    the routine of an office. Getting
    up and going to bed are parts of our daily routine .
  2. Noun muamele, işleri yürütme tarzı.
    an official routine. Settled into the routine of factory work.
  3. Noun basmakalıp söz/iş, formalite.
    The old “After you!” routine .
  4. Noun (a) bilgisayara belirli işlemler yaptıran kodlanmış yönerge, (b) bilgisayarın yaptığı işlemler dizisi.
  5. Noun (bir piyeste vb. bir kimsenin sürekli oynadığı) rol, numara.
    a dance routine .
    do sth as a
    matter of routine: birşeyi alışkanlık dolayısıyla/günlük iş olarak yapmak.
  6. Adjective alışılmış, mutad, her zaman aynı şekilde tekrarlanan, âdet hükmünde, her günkü, alelâde, harcı âlem.

    routine duties.
    routine work: her günkü iş.
    routinely: alışılmış bir şekilde, mutad olarak.
çevirme dizgesi
mutat denetim
bir büronun bütün girdisini çıktısını bilmek Verb
hedef işareti yordamı
büronun günlük işi
kapalı yordam Information Technology
compiler ile ayni anlama gelir. derleyici: kaynak izlence komutlarını bilgisayar diline çeviren izlence.
günlük işler
hatadan arındırmada yardımcı yordam
her günkü hayat
yönetici yordam
uygulayıcı yordam
kesilme (araya girme) denetim yordamı
kitaplık yordamı
ana yordam
bakım yordamı
rutin iş
en az erişimli yordam
büronun normal işleri Noun
ön muhasebe Noun, Accounting
mutat denetim
rutin iş
günlük iş
günlük işler Noun
alışılmış görevler Noun
rutin harcamalar
alışılmış masraflar
rutin iş
mekanik rutin iş
normal bakım
rutin iş
her zaman başvurulan usul
rutin deneme
rutin iş
bir şeyi alışkanlık haline getirmek Verb
ana kontrol (radyo ya da televizyon istasyonunun merkez kontrol sistemi ; ana kontrol hesabı ; ana denetim
yordamı ; (sinema filmi) orijinal kopya
her zamanki … Noun