rubber

  1. Noun, Textile Industry kauçuk
  2. lastik
  3. Noun
    India rubber /natural rubber / gum elastic/caoutchouc ile ayni anlama gelir. kauçuk,
    Hevea
    ve
    ficus ağacının hava temasında çoğuzlaşarak koyu elâstik hal alan özsuyu.
  4. Noun lâstik.
  5. Noun
    synthetic rubber ile ayni anlama gelir. sentetik kauçuk.
  6. Noun lâstik (ayakkabı).
    rubber boot: lâstik çizme.
  7. Noun ovucu, parlatıcı, ovma/parlatma aleti.
  8. Noun perdahcı, cilàcı, ovarak parlatan kimse.
  9. Noun masajcı, natır, tellâk.
  10. Noun seyis, atları tımar eden kimse.
  11. Noun törpü, kaba eğe.
  12. Noun silgi.
  13. Noun
    rubber band ile ayni anlama gelir. lâstik bant.
  14. Noun prezervatif.
  15. Noun, Information Technology (a) bir tarafın 3 oyundan ikisini kazandığı briç partisi, (b)
    rubber game ile ayni anlama gelir.
    berabere kalınca kazananı tayin için oynanan oyun.
  16. Adjective kauçuk+. kauçuklu, kauçuktan yapılmış, kauçuk kaplı.
    a rubber bath mat.
  17. Adjective kauçuk (üreten).
    a rubber plantation.
Temel kimyasal maddelerin, kimyasal gübre ve azot bileşikleri, birincil formda plastik ve sentetik kauçuk
imalatı (NACE kodu: 20.1)
Noun, Trades-Professions
Diğer kauçuk ürünleri imalatı (NACE kodu: 22.19) Noun, Trades-Professions
Plastik ve kauçuk makinelerinin imalatı (NACE kodu: 28.96) Noun, Trades-Professions
Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı (NACE kodu: 22) Noun, Trades-Professions
Kauçuk ürünlerin imalatı (NACE kodu: 22.1) Noun, Trades-Professions
İç ve dış lastik imalatı; lastiğe sırt geçirilmesi ve yeniden işlenmesi (NACE kodu: 22.11) Noun, Trades-Professions
Birincil formda sentetik kauçuk imalatı (NACE kodu: 20.17) Noun, Trades-Professions
fren lastiği
soğuk kauçuk: soğukta (≈ 5°C) yapılan sun'î kauçuk. Aşınmaya dayanıklı olduğundan otomobil lâstiklerinde kullanılır. Noun
crepe ile ayni anlama gelir. (a) krepsol: ayakkabı tabanı yapmakta kullanılan dayanıklı, tırtıklı
lâstik, (b) levhalar halinde ham kauçuk.
sünger, sünger lâstik, köpük kauçuğu: yastık, döşek vb. yapmakta kullanılan hafif, süngerimsi, yumuşak plâstik madde.
: bu bitkiden elde edilen lâstik.
ebonit, sert kauçuk, volkanize kauçuk. Noun
(a) kauçuk, lâstik, (b) silgi (lâstiği), lâstik silgi, (c)
esk. ayakkabı lâstiği, ayakkabı üzerine giyilen lâstik.
lastikli
kauçuk. Noun
Brezilya kauçuğu: Güney Amerikada yetişen
Hevea brasiliensis ağacından elde edilen kauçuk. Noun
pedal lastiği
lâstik sünger.
lastik
rubber ile ayni anlama gelir. sentetik kauçuk.
ham kauçuk. Noun
cam silecek lastiği
rubber ile ayni anlama gelir. lâstik bant.
lastik halkalar Noun
şişme bot Noun
lastik çizme
şoson
kauçuk tampon
kauçuk ağacı Noun, Botany
(kauçuklu) tutkal, yapıştırıcı.
karşılıksız banka çeki.
karşılıksız çek
seçim kampanyası sırasında politikacının katılmak zorunda kaldığı öğle ve akşam yemekleri Noun
muşamba
kauçuk ağacı çiftliği
lastik fabrikası Noun
kauçuk ağacı Noun, Botany
törpü
kauçuk conta
lastik eldiven
bulaşık eldiveni Food-Kitchen
kauçuk taban
kauçuk hortum
kauçuk sanayii
kauçuk conta
Motor kulağı
kauçuk conta
kauçuk ağacı
(Ficus elastica). Noun
kauçuk veren herhangi ağaç.
rubber tree ile ayni anlama gelir. Noun
kauçuk ağacı Noun, Botany
kauçuk conta
kauçuk hisseleri Noun
kauçuk hisse senetleri Noun
(a) lâstik damga/mühür, istampa, (b) şahsiyetsiz kimse. Noun
kafa sallamak Verb
kauçuk ağacı Noun, Botany
kauçuk araba lastiği

rubber ile ayni anlama gelir. kauçuk,
Hevea ve
ficus ağacının hava temasında çoğuzlaşarak
koyu elâstik hal alan özsuyu.
kauçuk conta
polibütadien kauçuk Chemistry
stiren bütadien kauçuk Chemistry
lastik ve kauçuk sanayii Noun
otomobil lastiği ve kauçuk sanayii