rude

  1. Adjective kaba, terbiyesiz, edepsiz, nezaketsiz.
    to be rude to someone.: birine karşı kaba davranmak.
    It's
    rude to stare at people. a rude reply. a rude joke.
    Would it be rude to ask: Müsaadenizle sorabilir miyim?
  2. Adjective bilgisiz, kültürsüz, cahil, basit, bayağı.
  3. Adjective kabasaba, yontulmamış.
    rude tools.
  4. Adjective (a) sert, nasırlı.
    rude hands. (b) kaba, vahşi.
  5. Adjective ilkel, basit, iptidaî.
    a rude cottage. Peasants use rude wooden plows.
  6. Adjective gürültülü, âhenksiz, kulakları tırmalayan.
    rude sounds.
  7. Adjective inceliksiz, zarafetten yoksun.
    a rude design.
  8. Adjective haşin, şiddetli, kuvvetli, zorlu.
    a rude winter/storm: şiddetli kış/fırtına.
    a rude shock:
    şiddetli bir darbe, hayal kırıklığı.
  9. Adjective dinç, gürbüz, sağlam, metin, dayanıklı.
    in rude health: sapasağlam, gürbüz.
  10. Adjective yaklaşık, takribî, kaba, tahminî.
    a rude first calculation of costs.
edepsizleşmek Verb
terbiyesini bozmak Verb
haşinleşmek Verb
halt etmek Verb
odunlaşmak Verb
kabalaşmak Verb
acı gerçeğin farkına varma.
We had all been enjoying ourselves, but the rude awakening came when our
firm started to lose money: Keyfimiz yerinde idi, lâkin firmamız zarar etmeye başlayınca acı gerçeğin farkına vardık.
kaba tasnif
pişmemiş gıda
üstünkörü gözlemci
işlenmemiş cevher
işlenmemiş ürün
yanağından kan damlamak Verb
kaba sözleri duymazlıktan gelmek Verb
kabaca
kaba şeyler söylemek Verb
kaba bir şekilde konuşmak Verb
tangır tungur
beceriksizce yazmak Verb
beceriksiz bir şekilde yazmak Verb