kendine fazla önem vermek
Verb
yön duygusunu yitirmek
Verb
koku kaybı
Noun, Medicine
bir kimsenin adalet duygusunu zedelemek
Verb
duyularla algılanan
Adjective
sağduyuya aykırı hareket etmek
Verb
aklıselim (sıfat değildir!)
Noun
sağduyu, sezgi, aklıselim.
Noun
bir bakıma, bir anlamda, yani.
in one sense: bir anlamda, bir bakımdan.
en geniş anlamıyla
Adverb
(kazanç) idare etmek
Verb
anlamlı/manâlı olmak, manâ ifade etmek, makul/akla yakın olmak.
anlamlı/makul olmak, anlam/mana taşımak, anlam/mana ifade etmek.
ahlâkî sağduyu: doğru ve yanlış tutum ve davranışları ayırt edebilme yeteneği.
Noun
en ufak bir sağduyu olmamak
Verb
sağduyuya karşı gelmek
Verb
bir şeyi sözcük anlamıyla anlamak
Verb
datum ile ayni anlama gelir. (bilgi kuramında) zihne arzedilen cisim veya bilgi.
bir yere ait olma duygusu
yön duygusu: nerede olduğunu, ne yönde gittiğini bilme /anlama.
to lose one's sense of direction:
tersi dönmek, nerede olduğunu bilememek.
şakadan anlama, olayların gülünç yönünü görme yeteneği.
lacking in/devoid of humor = humour: nükteden anlamaz.
(a) duruma göre davranma/hareket etme yeteneği, (b) olayları farklı ve doğru değerlendirme yeteneği.
gerçeklik duygusu
Noun, Psychoanalysis
toplumsal dışlanmışlık
Noun, Sociology
aklıselimine müracaat etmek
Verb
milletin oyuna başvurmak
Verb
iyi yön duygusuna sahip olmak
Verb
çok iyi işitme duyusu olmak
Verb
kendini mağdur hissetmek
Verb
nisbet duygusunu yitirmek
Verb
korkunç boyutlara varmak
Verb
anlam/mana çıkarmak, mana vermek.
işaret algılama kartları
Noun
bir şeyin anlamını saptırmak
Verb
birine zorla biraz akıl sokmak
Verb
birini görev duygusuna geri çağırmak
Verb
ölçü dahilinde davranmayı bilmek
Verb
Senato'nun fikrini almak
Verb
...menin alemi yok.
Sentence
...menin anlamı yok.
Sentence
...menin manası yok.
Sentence
bütün utanma duygusunu bir yana bırakmak
Verb
birinin aklını başına getirmek
Verb
bir metin parçasının anlamını bozmak
Verb