dikkatini başka konulara yöneltmek
Verb
tutumunu/durumunu değiştirmek, tevil etmek, başka delillere/savunmaya başvurmak.
ikametgâhını değiştirmek
Verb
Doppler kayması: gözlemciye göre devinen kaynağın frekansındaki görünür değişim.
işlev değişimi: bir sözcüğün dilbilgisi bakımından değişik bir işlevde kullanılması.
“All systems are go.” tümcesinde
go fiilinin sıfat olarak kullanılması gibi.
sürgü tipi dişli değiştirme düzeni
yeni bir yere atanmak
Verb
(Br) esnek çalışma saatlerinde iş vardiyası
Noun
(a) gece nöbeti, geceyarısından sabaha kadar süren nöbet, (b) gece nöbetçisi.
gece nöbeti: gazete idarehanelerinde vb. akşamın geç saatinden sabahın erken saatlerine kadar tutulan nöbet.
taşınmak.
make (a) shift to do sth: bir şeyi yapmanın yolunu bulmak, ne yapıp yapıp yapmak.
make (a) shift with what one has: mevcutla yetinmek / idare etmek, idarei maslahat etmek.
We had no chairs so we made shift with old boxes: Sandalyemiz yoktu, eski sandıklarla idare ettik.
I shall make shift with half the amount: Yarısı ile yetineceğim/idare edeceğim.
You must make shift with that: Onunla yetinmelisiniz/idare etmelisiniz.
I can make shift without it: Onsuz da idare edebilirim.
gece yarısı vardiyası
Noun
gece ekibi: fabrika vb.'de gece çalışan işçiler.
Noun
gece nöbeti: gece ekibinin çalışacağı saatler.
work (on) the night shift: gece nöbetinde çalışmak.
Noun
personelin yerini değiştirmek
Verb
basınç kayması, yüksek basınç altında ışınım kaynağının izge çizgilerinin dalga boyunun değişmesi.
kızıla kayma: Galaksilerin (arzdan uzaklaşması sonucu Doppler olayından ileri geldiği sanılan) ışıklarının
dalga uzunluğunun artması.
Noun
yalnızca sıkışık dönemlerde servis verdirtilen bir görevliye bu iki dönem arasında mola yaptırılması
bir lokantada öğle ve akşam yemeklerinde olduğu gibi
vardiya başı standart verim
el vitesi: vitesi el ile değiştirilen (oto).
Noun
(US) fabrikada gece vardiyası (16 : 00-24 : 00
(US) yardım vardiyası
Noun
bir sınır taşının yerini değiştirmek
Verb
toplantı yerini değiştirerek bir otelde yapılmasına karar vermek
Verb
bir vergiyi yansıtmak
Verb
tren seferini bir saat öne almak
Verb
bir tren seferini bir saat öne almak
Verb
bütün trenlerin kalkışlarını bir saat ileri almak
Verb
demirleme yerini değiştirmek
Verb
vardiya değişimi
Noun, Employment
bir vardiyadan fazla çalışma için ödenen fazla mesai ücreti
tam gün çalışmadan yarım gün çalışmaya dönmek
Verb
talepteki değişme (tüketici talebindeki değişmenin derecesi
s döviz kurlarında değişiklikler
vitese geçmek
Verb, Automotive
vitese geçirmek
Verb, Automotive
vitese takmak
Verb, Automotive
yüksek vitese takmak
Verb
yüksek vitese takmak
Verb
(daktiloda) büyük harf tuşu.
Noun
vites topuzu
Noun, Transport
iktidarın yer değiştirmesi
emirleri değiştirmek
Verb
günlük çalışma saatlerini değiştirmesinden ötürü bir vardiya işçisine verilen fazla mesai ücreti
(fiyatlar) hafif değişmek
Verb
vardiya amiri
Noun, Employment
vardiya amiri
Noun, Employment
kabahati birinin üstüne atmak
Verb
ispat külfetini terse çevirmek
Verb
ispat yükümlülüğünü aktarmak
Verb
yükü etrafına yığmak
Verb
dümen kırmak, dümeni karşı tarafa basmak.
sorumluluğu birinin üstüne atmak
Verb
askerleri başka bir konağa nakletmek
Verb
harcama kaydırıcı politikalar
Noun
elindeki parayla idare etmek
Verb
yardımsız idare etmek
Verb