skill

  1. Noun yetenek, kabiliyet.
    skill in doing sth: bir şey yapma kabiliyeti.
  2. Noun hüner, marifet, maharet, ustalık, hazakat, beceri.
    skill in the use of fire arms: silah kullanmada
    ustalık, keskin nişancılık.
  3. Noun anlayış, kavrayış.
  4. Noun sebep, neden.
  5. Intransitive Verb önemli olmak, farketmek.
    Maybe she was a soprano, it skills not: Belki de soprano idi, orası önemli değil.
  6. Intransitive Verb yararlı/faydalı olmak, faydası dokunmak.
iletişim becerileri Noun, Human Resources
kavrama yeteneği Noun
becerisini rakibininkiyle ölçmek Verb
sosyal beceriler, teknik olmayan beceriler Noun, Human Resources
meleke kazanmak Verb
iş becerisi
hünerli
daha büyük bir beceri göstermek Verb
oldukça iyi bilgi veya beceri
avukatlık mahareti
beceri oyunu
el becerisi
mihaniki beceri
yeni temel beceri (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
problem çözme becerisi Noun, Psychology
meslek becerisi
makul dikkat ve beceri
makul beceri
hüner göstermek Verb
sosyal beceri
teknik beceri
teknik maharet
teknik hüner
ustalıkla
gerekli titizlik ve beceriyi göstermek Verb
bir sanatta normal beceri
birinin görevini yaparken dikkat ve becerisini göstermek Verb
görevini yaparken dikkat ve beceri göstermek Verb