sling

  1. Noun sapan
  2. Noun mancınık.
  3. Noun sapan.
  4. Noun askı, kol bağı, yaralı kolu tutan ve boyundan geçe askı vb.
  5. Noun tüfek kayışı, bir şeyi kaldırmak/asmak için kullanılan kayış.
    rifle-sling: tüfek kayışı.
    sword-sling:
    kılıç kayışı.
    sword-belt sling: kılıç bel kayışı.
    sling chair: bez arkalıklı sandalye.
  6. Noun atma. fırlatma.
  7. Noun, Maritime Traffic izbiro, bocurgat halatı.
  8. Noun cin, limon suyu, şeker ve su ile yapılmış buzlu içki.
  9. Verb (sapanla, mancınıkla vb.) atmak, fırlatmak.
  10. Verb askı ile kaldırıp çekmek.
  11. Verb kayışla/askı ile asmak, askıya koymak.
    The line of flags was slung (up) between 2 poles. With his
    gun slung over his shoulder.
uzaklaşmak, çekip gitmek, tası tarağı toplamak.
Tell him to sling his hook.
çekip gitmek, uzaklaşmak.
kıçı sıkışmak, belaya çatmak, başı belaya girmek.
balya sapanı
izbiro Maritime Traffic
yazar olarak çalışmak Verb
kendini yazar olarak kanıtlamak Verb
çamur atmak/sıçratmak, (bilhassa siyasî muhalifine) kara sürmek, iftira etmek.
sapan
erkekler yemeğine katılmak Verb
iftira etmek, kara sürmek, çamur atmak/sıçratmak.