soak

  1. iyice ıslatma(k)/ıslanma(k), sırsıklam etme(k)/olma(k), işba haline getirme(k)/gelme(k).
  2. madeni dövmek için kızdırmak.
  3. çok içki içmek.
  4. kazıklamak.
  5. ayyaş.
pirinç :: ıslatmak Verb, Food-Kitchen
(zihnine vb.) girmek.
The lesson didn't soak in: Ders kafasına girmedi.
(sıvı) içine işlemek, içine/dışına geçmek/nüfuz etmek.
işlemek Verb
birini kandırmaya çalışmak Verb
içine işlemek Verb
iyice ıslatarak çıkarmak.
birinden fazla para sızdırmak Verb
birşeyi suyla çıkarmak Verb
birşeyi ıslatarak çıkarmak Verb
(US) zenginden zorla vergi almak Verb
içine emmek/çekmek, soğurmak.
vergi kayıplarını telafi etmek Verb