spirit

English-Turkish Translation

  1. ruh, can, insan ruhu.
  2. Philosophy tin.
  3. tayf, hayalet.
  4. peri, cin, ervah, iyi saatte olsunlar.
  5. önder, örnek kimse.
    a man of spirit: örnek/cesur/yürekli adam.
  6. huy, tabiat, meşrep.
    meek in spirit: halim/uysal tabiatli.
    in a spirit of mischief: muziplikle.
  7. anlam, manâ, öz, meram.
    the spirit of the law: yasanın özü/ruhu/anlamı.
    enter into the spirit
    of something: birşeyin ruhuna nüfuz etmek, özünü/ruhunu anlamak.
    take something in a wrong spirit: bir şeye yanlış/kötü anlam vermek, kötüye çekmek.
  8. (manevî) hava.
    college spirit.
  9. Chemistry (a) damıtılarak elde edilen madde, (b) ispirto, (c)
    spirits: kuvvetli alkollü içki.
  10. alkol.
  11. Pharmaceuticals alkolde eritilmiş ilâç, ruh.
  12. hayalete ait.
  13. ruhlarla ilgili.
  14. ispirto+, ispirto ile çalışan. a
    spirit stove: ispirto ocağı.
  15. canlandırmak, kuvvet/cesaret vermek, maneviyatını kuvvetlendirmek, şevke getirmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

break someone's spirit
birinin şevkini kırmak Verb
break someone's spirit
birinin moralini bozmak Verb
break someone's spirit
birinin hevesini kırmak Verb
personalize the spirit of one's age
çağının ruhunun temsilcisi olmak Verb
a kindred spirit
kafa dengi
absolute spirit
mutlak tin Noun, Philosophy
act in a partisan spirit
partizanca davranmak Verb
act in a partisan spirit
partizan davranmak Verb
aviation spirit
havacılık ruhu
be gifted with entrepreneurial spirit
girişimci ruha sahip olmak Verb
business spirit
iş ruhu
capitalistic spirit
kapitalist zihniyet
competitive spirit
rekabet çi ruh
competitive spirit
rekabetçi ruh
cooperative spirit
işbirlikçi ruh
damp sb's spirit
birinin heyecanını bastırmak Verb
enterprising spirit
girişimci karakter
entrepreneurial spirit
girişimcilik ruhu Noun
entrepreneurial spirit
girişimci ruhu
entreprising spirit
girişimci karakter
evil spirit
cin
evil spirit
habis ruh
factious spirit
parti ruhu
familiar spirit
tanıdık/dost ruh: bir kimseye yardım eden/muzahir olan ruh. Noun
familiar spirit
ruh çağırana gaipten haber veren ruh. Noun
get into a working spirit
gayrete gelmek Verb
Great Spirit
Amerika Kızılderililerinin dinî önderi. Noun
holy Spirit
Ruhülkudüs.
holy Spirit
(a) İlâhî ruh, (b) Ruhülkudüs.
Holy Spirit
Kutsal Ruh Noun, Religion-Faith
in body and in spirit
manen ve maddeten
in letter and in spirit
lafzı ve ruhu ile
in spirit
ruhen
in spirit
ruhu
in spirit
öz olarak
kindred spirit
kafadar
kindred spirit
kafaca yakın adam
lacking in public spirit
hamiyetsiz
martial spirit
savaşma ruhu
mercantile spirit
ticaret ruhu
motor spirit
benzin
noble spirit
asil ruh
parochial spirit
taşra kafalılık
party spirit
parti ruhu
people of spirit
enerjik kimseler
pick up spirit
derleyip toparlamak Verb
proof spirit
içki miyarı: 60°F de hacminin yarısı 0.7939 özgül ağırlıklı alkol ve yarısı su olan içki. Noun
public spirit
yurtseverlik
public spirit
vatanseverlik
public spirit
fedakârlık
public spirit
dayanışma
public spirit
hamiyet
surgical spirit
temizleyici alkol
surgical spirit
alkol bazlı dezenfektan Noun, Medicine
take something in the wrong spirit
bir şeyi yanlış yorumlamak Verb
team spirit
takım ruhu
team spirit
birlik ruhu
team spirit
işbirliği ruhu Noun
the Father, the Son and the Holy Spirit
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh Noun, Religion-Faith
the Spirit
Allah.
wood spirit
odun ispirtosu, metil alkol.
spirit away/off
gizlice ortadan kaldırmak, (izini) yok edivermek, kayıplara karıştırmak.
spirit gum
saç tutkalı: aktörlere takma saç/sakal/bıyık takmak için kullanılan tutkal. Noun
spirit lamp
ispirto lambası Noun
spirit level
düzeç, kabarcıklı düzeç, tesviye ruhu. Noun
spirit monopoly
alkollü içkiler tekeli
spirit of caste
toplum sınıfı ruhu
spirit of faction
hizip ruhu
spirit of the constitution
anayasanın ruhu
spirit of the law
kanunun meali
spirit of tolerance
hoşgörü ruhu
spirit of turpentine
neftyağı
spirit rapping
ispritizmada ruhların masaya hafif hafif vurması
spirit rapping
ispritizma ruhların masaya hafif hafif vurması
spirit room
(denizcilik) maaş kâtibi odası Noun
spirit stove
ispirto ocağı
be in spirit with sb
birine ruhen bağlı olmak Verb
be the ruling spirit in a firm
bir firmanın yetkilisi olmak Verb
circumvent the spirit of a law
kanunun ruhunu çarpıtmak Verb
correspond to the spirit of a treaty
bir antlaşmanın ruhuna uygun olmak Verb
ethyl alcohol/grain alcohol/ethanol/fermantation alcohol/spirits of wine/spirit
alcohol ile ayni anlama gelir. alkol, ispirto, etil alkol, C2H5OH.
flout the spirit of the law
kanunun ruhunu alaya almak Verb
in a spirit of mischief
kötü niyetle
leading spirit of an enterprise
bir girişimin ruhu
leading spirit of the reform movement
reform hareketinin başı
letter and spirit of ...
...'in sözü ve ruhu Noun
letter and spirit of the law
kanunun lafzı ve ruhu Noun, Law
obey the spirit not the letter of a law
kanunun lafzına değil ruhuna riayet etmek Verb
obey the spirit not the letter of a law
kanunun lafzına değil ruh una riayet etmek Verb
the spirit of the law
yasanın ruhu Noun, Law
when the spirit moves me
canım ne zaman isterse, aklıma estiği zaman.
English-Turkish phrases from Zargan's own database