squash

  1. Noun, Plant Species bal kabağı
  2. Noun, Food-Kitchen kabak
  3. ez(il)me(k), yassıl(t)ma(k), ezip pelte yapma(k), ezilip yamyassı olma(k).
    squash someone: birini
    ezmek/pestilini çıkarmak, haddini bildirmek.
  4. bastır(ıl)ma(k), sıkıştır(ıl)ma(k).
  5. suya/çamura hızla basar gibi (şap diye) ses çıkarma(k).
  6. pelte, pelte gibi ezilmiş/yamyassı olmuş şey.
  7. squash racquets ile ayni anlama gelir. raketle oynanan bir tür top oyunu.
  8. squash tennis ile ayni anlama gelir. bir nevi tenis.
  9. sodalı meyve suyu.
    lemon squash: sodalı limonata.
  10. kalabalık, sürü, izdiham.
    A squash of 100 reporters all asking questions at once.
  11. Botany kabak
    (Curcurbita moschata, C. maxima).
    winter squash: balkabağı, helvacı kabağı.
kestane kabağı. Noun
Çin kabağı.
balkabağı (içi sarı, kabuğu sarı veya yeşil). Noun
balkabağı bitkisi. Noun
dolmakabağı.
limonata, limonlu gazoz.
limonata Noun, Food-Kitchen
lifli balkabağı
(Cucurbita pepo): pişince makarna gibi lif lif ayrılan iri kabak.
kabak
(Cucurbita Pepo Melopepo).
balkabağı, helvacı kabağı
(Cucurbita maxima, C. moschata).
bir ayaklanmayı bastırmak Verb
kabak böceği
(Anasa tristis): kabak yapraklarının suyunu emen koyu kahverengi bir böcek.
bir asansöre tıkışmak Verb
zorla geçerek kendine yol açmak Verb
halkı otobüse tıkmak Verb
squash ile ayni anlama gelir. raketle oynanan bir tür top oyunu.
birinin ümitlerini kırmak Verb
mıncıklamak Verb
squash ile ayni anlama gelir. bir nevi tenis.
zar zor kapıdan girmek Verb
davayı temyiz etmek Verb