status

  1. Noun durum, hal, vaziyet, mevki, unvan.
    high status: yüksek mevki.
    personal status: kişisel
    durum.
    social status: içtimaî mevki.
    without any official status: resmî unvanı olmaksızın (gayrıresmî olarak).
  2. Noun iş durumu.
    economic status: iktisadî durum.
  3. Noun safha.
    What's the status of the peace talks?: Barış müzakereleri ne safhada?
  4. Noun, Law yasal durum.
    the status of a minor: reşit olmamış kimsenin yasal durumu.
  5. Noun prestij, itibar, şöhret.
    seeking status: şöhret peşinde.
babalık davası açmak Verb
statüko Noun, Sociology
elde edilen toplumsal durum
anıtlaşmak Verb
hukuki varlık kazanmak Verb
yasal kimlik kazanmak Verb
hukuki şahsiyet edinmek Verb
bilinç değişikliği Noun, Psychiatry
şuur değişikliği Noun, Psychiatry
ÇİRKİN: değişmiş mental durum Noun, Psychiatry
ÇİRKİN: değişmiş bilinç durumu Noun, Psychiatry
aktiflerin durumu
ortaklık durumu
üyelik durumu
daha düşük mevkide çalıştırılmak Verb
savaşan statüsü Noun, Military
medeni hal kâğıdı
faaliyet belgesi Noun, Management
medeni hal
kişi halleri Noun, Civil Law
(Br) İngiliz Milletler Topluluğu üyeliği
konsolosluk mevkii
öğrenim durumu Noun, Education-Training
eğitim durumu Noun, Education-Training
öğrenim durumu Noun, Education-Training
eğitim durumu Noun, Education-Training
memuriyet
işçilik
memuriyet
işçilik
aynı hak ve yetkilere sahip olma
hak ve yetki bakımından eşitlik
aile durumu
mali durum
uçuş sicili, havacı personelin uçuş durumlarını gösterir kayıtlar.
hükmi şahsiyeti olmak Verb
resmi kimliği olmamak Verb
sağlık durumu Noun, Medicine
rüşt yaşından önceki çağ
küçüklük
iş statüsü
hukuki statü
hukuki nitelik Noun, Law
yasal durum Noun, Law
mevcut durumun kaybı
medenî hal.
medeni hal Noun, Law
evlilik durumu
zihinsel durum Noun, Medicine
şuur Noun, Medicine
bilinç Noun, Medicine
tekel durumu
vatandaşlık durumu
vatandaşlık
gözlemci sıfatı
yüksek devlet memuru
işyerinin hukuki durumu
aile durumu
şahsi hal Noun
mesleki durumu
mesleki durum
(US) promosyon görünümü
kamu yararı statüsü Noun, Law
kamu yararına çalışma statüsü Noun, Law
satüko
önceki durum
sığınmacı durumu
sosyoekonomik durum
toplumsal statü
sosyal durum
sosyo-ekonomik durum (eğitim , zenginlik ve başka demografik etmenler nedeni ile oluşmuş , toplumdaki
bir birey ya da grubun düzeyi
sosyoekonomik statü Noun, Sociology
sosyo-ekonomik statü Noun, Sociology
(Br) tröst yatırımı olarak satın alınabilmeleri için
hisse senedi ve tahvillerin sahip olmaları gereken nitelikler Noun
istişari nitelikte
resmi bir kimliği olmadan
imar durumu Noun, Zoning Law
Durum çubuğu Information Technology
duruşma tarihi belirleme toplantısı Noun, Law
finansal durum soruşturması
belirli bir ücret karşılığında işletmelerin finansal gücü ve güvenilirliği hakkında bilgi veren teşkilat
halihazır/şimdiki durum, statüko.
statü soruşturması (olası müşterilerin kredi değerlerinin araştırılması
bir kurumun statüsü, bir organın statüsü
bir şahsın medeni durumu
şahsın medeni durumu
profesörlük durumu
yabancıların toplumsal durumu
meşruluk durumu
zamanaşımı kanunu
üyelerin durumu
halihazır/şimdiki durum, statüko.
(Lat) işlerin eski durumu
daha önceki durumu
finansal durum raporu
toplumsal durum simgesi: bir kimsenin toplumsal mevkiini belirten yaşayış tarzı, tutumu, âdetleri vb.
... haline gelmek Verb
... haline gelmek Verb
... haline gelmek Verb
... haline gelmek Verb
sağlam ve güvenli bir mevki istemek Verb
... haline gelmek Verb
finansal durum raporu
... haline gelmek Verb
ilk haline getirmek Verb
statükocu Noun
Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1967 Protokolü Noun, International Law
Savaşçı Statüsünün Gözden Geçirilmesi Mahkemesi Proper Name, Law
Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin Sözleşme Noun, International Law
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Noun, Organizations
Göçmen İşçilerin Hukuki Statüsüne Dair Avrupa Sözleşmesi Noun, International Law
Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi Noun, International Law