statutory

  1. Adjective yasal, kanunî, yasaya/kanuna uygun, kanuna bağlı.
  2. Adjective resmî, kanunun emrettiği.
  3. Adjective yasal olarak cezayı gerektiren, yasaların cezalandırdığı.
zorunlu karşılıklar Noun, Banking
zorunlu karşılık oranı Noun, Banking
zorunlu karşılıklar Noun, Banking
zorunlu karşılık oranı Noun, Banking
kanuni önlemler
kanuni önlemler Noun
kanuni temsilcilik yetkisi
kanuni temsicilik yetkisi
kanuni mümessil
kanuni temsilci
(Br) İngiltere'de doğmuş yabancı
(US) kanuni yedek akçe
kanuni alacak devri
yasal denetim
kanuni yetki
kanuni dayanak
kanunun öngördüğü yönetim kurulu
kanunun gerektirdiği biçimde düzenlenmiş borç senedi
(Br) tutulması kanun gereği olan defterler Noun
nizami sermaye
kanuni yedek sermaye
kanunen oluşturulması gerekli kurul
kanuni mal birliği
(Br) parlamentonun kararıyla kurulan
parlamentonun kararıyla kurulan , kamu hizmetine yönelik kamu şirketi
kamu hizmetine yönelik kamu şirketi
US parlamentoda çıkartılan bir yasa ile kurulan ve bir kamu hizmeti sunmaya yönelik kamu şirketi
kanuni şart
yasal kontrol
yasaların cezalandırdığı cürüm.
kanuni tazminat
(Br) yeminli beyan
yemin beyan
kanun kuvvetinde kararname
kanuni kesintiler Noun
maaşlardan ve sosyal yardımlardan yapılan kesintiler Noun
yasal olarak dağıtılması zorunlu kâr payı
nizami temettü
kanuni kâr payı sınırlamaları Noun
yasal yükümlülük Noun, Law
kanuni yükümlülük Noun, Law
hukuki yükümlülük Noun, Law
hukuksal yükümlülük Noun, Law
yasal zorunluluk Noun, Law
kanuni zorunluluk Noun, Law
hukuki zorunluluk Noun, Law
hukuksal zorunluluk Noun, Law
hukuki vecibe Noun, Law
yasal vecibe Noun, Law
kanuni irtifak hakkı
kanun hükmünde
kanun kuvveti
kanuni istisna
kanuni miras payı
kanunun öngördüğü biçim
kanuni şekil
kanuni teminat
kanuni vasi
(US) kanuni mirasçı
yasal mirasçı
kanuni mirasçı
resmi tatil
kanuni gelir
yasal gelir
kanuni faiz Noun, Law
yazılı kanun.
kanuni vergiler Noun
kanuni sorumluluk
kanuni ipotek
hukuki rehin hakkı
kanuni rehin hakkı
kanuni zaman aşımı süresi
kanuni zamanaşımı süresi
yasal kuruluş toplantısı (bir şirketin faaliyete geçtikten sonra en erken bir , en geç üç ay içinde yasal
zorunluluk olarak yapılan toplantı
kanuni en kısa ihbar (öneli) süresi
kanuni tutanak defteri
kanuni ihtar
kanuni ihbar süresi
kanuni ihbar süresi
kanuni hedef
yasal yükümlülük Noun, Law
kanuni yükümlülük Noun, Law
hukuki yükümlülük Noun, Law
hukuksal yükümlülük Noun, Law
yasal zorunluluk Noun, Law
kanuni zorunluluk Noun, Law
hukuki zorunluluk Noun, Law
hukuksal zorunluluk Noun, Law
hukuki vecibe Noun, Law
yasal vecibe Noun, Law
kanuni suç
yasaların cezalandırdığı cürüm.
(US) şirket merkezi
(US) büro adresi
büro adresi
kanun kuvvetinde emir emr
kanuni gücü olan emir
(Br) kanun kuvvetinde emir
kanuni miras hakkı sırası
bir gayri menkulün kanuni yeddiemini
kanuni faiz oranı
kanuni vade
kanuni zaman aşımı süresi
kanuni miras payı
(US) kanuni miras payı
kanuni karine
kanuni imtiyaz
kanuni abd
kanuni yasak
yasal mal rejimi Noun, Law
yasal koruma Law
kanuni hükümler Noun
tasfiye için kanuni şartlar Noun
tasfiye için kanuni hüküm kmüler Noun
işletmelerin belirli bilgilerini basın yoluyla açıklamaları zorunluğu
ırza tecavüz, reşit olmayan bir kızla cinsî münasebette bulunma.
(Br) kanuni makbuz
kanuni makbuz
(Br) işten çıkarılan işçiyi barındırma projesi
bir kanun layihası için başvurulan halk oylaması
kanuni devir ve temlik muamelesi
İngiltere'de
şirketin yasal kuruluş tarihinden en az on dört gün önce bir kamu şirketinin her üyesine gönderilmesi gerekli rapor
kanuni şartlar Noun
şirket sözleşmesi gereği ayrılması zorunlu yedek
kanuni yedek akçe
kanuni kâğıt para yedeği
yasal yedekler Noun
kanuni ihtiyatlar Noun
Statü Yedekleri Noun, Accounting
bir satış işleminde alıcının sahip olduğu yasal haklar Noun
(US) kanuni hisse
(Br) pasifi ve özsermayeyi gösteren bilanço
pasif ve öz sermayeyi gösteren bilanço
kiracılık hakkını yasal olarak kaybetmeyen kiracı
(Br) kira sözleşmesinin bitiminden sonra da
(Br) kira sözleşmesinin bitiminden sonra da kiracılık hakkını yasal olarak kaybetmeyen kiracı
(US) kanuni hizmet süresi
memuriyet için öngörülen kanuni süre
kanunen saptanmış değer
kanuni tahfif sebebi
kanuni telif hakkının ferağı
kanuni zamanaşımı süresinin uzatılması
yeminli beyan vermek Verb
zaman aşımı süresine ara vermek Verb
asgari kanuni ücret
kanuni dayanağı bulunma
kanuni olarak
...'i hukuki bir temele kavuşturmak Verb, Law
...'i hukuki bir temele oturtmak Verb, Law
...'i yasal bir temele kavuşturmak Verb, Law
...'i yasal bir temele oturtmak Verb, Law
kanuni faiziyle birlikte Adverb, Law
reşit olmayan
yasal süre içinde Adverb, Law