stiff

  1. Adjective, Mechanics rijit
  2. sert, katı, pek.
    a stiff collar.
  3. sıkışmış, pekişmiş, sıkı, hareket etmesi zor.
    a stiff motor.
  4. eğilmez, bükülmez.
  5. şiddetli, sert.
    stiff winds.
    offer stiff resistance: şiddetli mukavemet göstermek.
  6. inatçı, azimkâr, kararından dönmez.
  7. çetin, zorlu.
    a stiff battle.
  8. resmî, kaba, nezaketsiz.
  9. akıcı olmayan, kabasaba, acemice.
    a stiff style of writing.
  10. (iş, görev) zor, güç, çetin, çok emek isteyen.
  11. insafsız, şiddetli, ağır.
    a stiff penalty.
  12. aşırı, fahiş, yüksek, pahalı.
    a stiff price.
  13. gergin.
  14. sert, sıkışık, katı.
    stiff soil.
  15. Maritime Traffic rüzgâra dayanıklı, sağlam, dengeli.
  16. tutulmuş.
    be stiff (from sitting still): (hareketsiz oturmaktan) her tarafı tutulmak.
    have
    a stiff neck: boynu tutulmak.
  17. gergin, 17 alkolü çok.
  18. dinç, kuvvetli.
  19. (a) ceset, (b) sarhoş.
  20. (a) herif, adam.
    lucky stiff, poor stiff. (b) aylak, serseri âvare, (c) işçi, ırgat.
  21. sahte kâğıt para.
  22. can sıkıcı/baş belası kimse.
  23. cimri, eli sıkı, bahşiş vermeyen kimse.
  24. serseri, derbeder, başıboş kimse.
rijitlik Noun, Mechanics
avare, başıboş, serseri, derbeder.
direnen düşman
baston yutmuş gibi dimdik
çok yüksek hesap pusulası
sert rüzgâr
resmi davet
güç sınav
istikrarlı borsa
istikrarlı piyasa durumu
(a) tutulmuş boyun, boyun tutulması, (b) inatçılık.
inatçı
dik başlı
şiddetli muhalefet
fahiş fiyat
zor okunan metin
katı karşılama
fahiş fiyatlar Noun
zor durumda sakin görünümünü verme
baston yutmuş gibi
kazık gibi
çetin rekabetle karşılaşmak Verb
dizginleri gergin tutmak Verb
gözünün yaşına bakmamak Verb
metin olmak, (felakete) cesaretle göğüs germek, kendine hâkim olmak, fütura/korkuya kapılmamak, cesaretini/metanetini kaybetmemek.
cesaretini kaybetmemek, soğukkanlı olmak.
cesur olmak, cesaretini/soğukkanlılığını yitirmemek, korkuya/paniğe kapılmamak.
Although he was having
some trouble with the engine, the pilot kept a stiff upper lip and landed the plane safely.
Verb
bir suçlamayı kesin reddetmek Verb
şiddetli muhalefetle karşılaşmak Verb
çok resmi karşılanma