stranded

  1. karaya oturmuş
  2. parasız kalmış
  3. zor durumda
zor/müşkül durumda kalmak, çıkmaza saplanmak, yolda/parasız/çaresiz kalmak.
He was stranded in the
middle of nowhere: Bu kuş uçmaz kervan geçmez yerde kalakalmıştı.
birini yüzüstü bırakmak.
vasıtasız
yükümlenilen maliyet
denizin attığı enkaz
denizin attığı enkaz
işsiz gemi tayfası Noun
yabancı bir ülkede muhtaç durumda kalmak Verb
yakıt kalmadığı için yolda kalmak Verb