structure

English-Turkish Translation

  1. yapı, bina.
  2. yapılış, kuruluş.
  3. inşaat.
  4. Biology bünye.
  5. Geology yerbiçimi, kayaç yapısı.
  6. (özellikle organik kimyada) atomların molekül içinde diziliş/bağlanış tarzı, molekül yapısı.
  7. toplumsal yapı, içtimaî bünye.
  8. yapmak, inşa etmek.
  9. örgütlemek, bütünü ile düşünmek/ plânlamak ve yapmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

soil-structure interaction (SSI)
zemin-yapı etkileşimi Noun, Construction
structure-induced stress
yapı kaynaklı gerilme Noun, Construction
administrative structure
idari yapı
age structure
yaş yapısı
agrarian structure
tarım rejimi
analogous structure
görevdeş yapı (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
atomic structure
öğeciksel yapı, atomun yapısı.
balance sheet structure
bilanço yapısı
be made into a group possessing an organizational structure
örgütlenmek Verb
business structure
işin yapısı
capital structure
sermaye yapısı (işletmenin uzun vadeli borçlarıyla öz sermayesinin durumu
capital structure
sermaye strüktürü
capital structure
sermaye yapısı
class structure
sınıfsal yapı. Noun
corporate structure
(US) şirketin yapısı
corporate structure
şirketin yapısı
cost of a structure
bir yapının maliyeti
cost structure
masrafın yapısı
cost structure
maliyet yapısı
credit structure
kredi yapısı
cultural structure
kültürel yapı Noun, Sociology
data structure
veri yapısı Information Technology
deep structure
derin yapı: üretici-dönüşümsel dilbilgisinde, sözdizimsel bileşende elde edilen, evrensel nitelikli olduğu
varsayılan, biçimsel, soyut tümce yapısı.
Noun
demographic al structure
demografik yapı
demographic al structure
nüfus yapısı
demographic structure
demografik yapı
divisionalized structure
bölgesel yapı
dual structure
ikili yapı
dualist structure
ikili yapı
economic structure
ekonomik yapı
encroaching structure
taşkın yapı Noun, Zoning Law
entire structure
bütün yapı
escalated tariff structure
eskalasyonlu (artırımlı) gümrük tarifesi yapısı Noun
exchange rate structure
döviz kuru yapısı
fare structure
bilet ücreti sistemi
financial structure
mali yapı
fine structure
ince-yapı: elektron mikroskobunda incelenen biyolojik yapı. Noun
hierarchical structure
hiyerarşik yapı
hierarchical structure
silsileli yapı
hierarchical structure
hiyearşik yapı
homologous structure
kökendeş yapı (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
input- output structure
girdi ve çıktı yapısı
input-output structure
girdi çıktı yapısı
insurance of structure
bina sigortası Noun
interest rate structure
faiz oranı yapısı
internal structure
iç yapı/bünye.
maintenance of structure
bina bakımı
management structure
işletme bünyesi
management structure
işletme yapısı
market structure
piyasa yapısı
market structure
piyasanın yapısı
marketing structure
pazarlamanın yapısı
monetary structure
parasal yapı
monetary structure
paranın yapısı
municipal structure
belediyenin yapısı
nonqualified structure
amortismana tabi olmayan yapı
nonqualifying structure
amortismana tabi olmayan yapı
organizational structure
organizasyon yapısı
ownership structure
mülkiyet yapısı Noun
Parallel State Structure
paralel devlet yapılanması (PDY) Proper Name, Organizations
Parallel State Structure
Paralel Devlet Yapılanması Proper Name, Organizations
pay bargaining structure
ücret pazarlığı yapısı
perceptual structure
algısal yapı.
population structure
nüfusun yapısı
power structure
yetkisel yapı/bünye, yöneticiler arasında yetki dağılışı. Noun
power structure
yetkililer: bir örgütü yöneten/kontrol eden topluluk. Noun
price structure
fiyatın yapısı
price structure
fiyatın yapısı (bir ürünün ayrıntılı fiyatları ve iskontolar
property structure
mülkiyet teşekkülü
rate structure
ücret yapısı
rate structure
ücretin yüzdeler olarak oluşturulması
salary structure
maaşın yapısı
settlement structure
yerleşmenin yapısı
shareholding structure
ortaklık yapısı Noun, Management
social structure
toplumsal yapım.
social structure
sosyal yapı Noun, Sociology
social structure
toplumsal yapı Noun, Sociology
split a monopolistic structure
tekelci bir yapıyı bozmak Verb
staff structure
personel yapısı
state structure
devletin yapısı
tax structure
vergi sistemi
tax structure
yapısı
tax structure
vergi sisteminin yapısı
trade union structure
sendikanın yapısı
unitary structure
üniter yapı Noun, Politics-Intl. Relations
vertical structure
dikey yapı
vestigial structure
körelmiş yapı (Kaynak: Evrim Çalışkanları) Noun, Biology
wage- price structure
(bir tür enflasyondur ; bir üretici ücretleri artırmaya zorlanıyorsa , ücret masraflarını karşılamak
için ürününün fiyatını da artırmalıdır ; bu da ye
wage structure
ücret yapısı
work breakdown structure
iş dökümü yapısı Information Technology
structure
yapı Noun, Zoning Law
structure map
yapısal plan
structure of a sentence
bir cümlenin yapısı
structure of agriculture
tarımın yapısı
structure of an organization
bir teşkilatın yapısı
structure of business
işletmenin yapısı
structure of costs
masrafların yapısı
structure of distribution
dağıtımın yapısı
structure of interest rates
faiz hadlerinin yapısı
structure of population
nüfusun yapısı
structure of society
toplumun yapısı
structure of trade
ticaretin yapısı
structure of trade unions
sendikanın yapısı
structure plan
(Br) yapısal plan
structure something around something
birşeyi birşey temelinde düzenlemek Verb
structure something around something
birşeyi birşey halinde düzenlemek Verb
structure something around something
birşeyi birşeye göre şekillendirmek Verb
structure something around something
birşeyi birşeye göre düzenlemek Verb
structure something around something
birşeyi birşeye göre biçimlendirmek Verb
capital structure ratio
sermaye oranı
capital structure ratio
sermaye yapısı oranı
insurance of structure and contents
bina ve içindekiler sigortası Noun
modify the whole structure of society
toplumun bütün yapısını değiştirmek Verb
school building or other structure erected as a pious act
hayrat
work breakdown structure (WBS)
iş kırılım yapısı Noun, Management
English-Turkish phrases from Zargan's own database