survival

  1. Noun, Biology sağkalım (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. Noun, Politics-Intl. Relations beka
  3. kalım, sağkalım, yaşam, beka.
    The day-to-day struggle for survival drained her energy.
  4. birisi öldükten sonra yaşama/hayatta kalma, başkasından fazla yaşama.
  5. bir tehlikeden sağ kurtulma.
  6. eski bir töre/gelenek/inanç vb.'nin sürüp gitmesi/baki kalması.
  7. kalıt, kalıntı, yaşamakta devam eden/ baki kalan kimse/şey (töre vb.).
    The tool was a survival from the pre-machine age.
  8. yaşamı sürdürücü, bekasına hizmet eden, hayatta kalmasını sağlayan.
iktidarın ayakta kalması
sağ kaldığı takdirde
hayatta kalma şartıyla ödeme
sağ kalma olasılığı
progresyonsuz sağkalım Noun, Medicine
hayatta kalma mücadelesi vermek Verb
hayatta kalmak için mücadele etmek Verb
hayatta kalmaya çalışmak Verb
yaşam savaşı vermek Verb
kalım gereci: havacıların mecburî iniş veya uçak kazası halinde en gerekli ihtiyaç maddelerini sağlayan çanta.
davanın sürdürülmesi
müşterek borçluluk durumunun sürmesi
hakların devam etmesi
en güçlü olanın yaşamını sürdürmesi ve zayıfların yok olması ilkesi.
devletin bekası Noun, Politics-Intl. Relations
hayatta kalma oranı Noun, Medicine
ölüm oranı cetveli
hayatta kalma karinesi