suspicious

  1. Adjective şaibeli
  2. Adjective kuşkulu, şüpheli, şüphe/suizan uyandıran.
    to look suspicious: şüpheli görünmek, şüphe uyandırmak.

    A man was hanging about the house in a suspicious manner: Evin etrafında bir adam şüphe uyandıracak tarzda dolaşıyordu.
  3. Adjective vesveseli, kuruntulu.
  4. Adjective kuşkulanan, şüphelenen, şüphe eden.
    to be/feel suspicious (about/of someone): (birisinden) şüphelenmek.

    I am suspicious of him: ondan şüpheleniyorum.
  5. Adjective şüphe dolu, şüphe ifade eden.
    a suspicious glance.
şüpheli işlem bildirimi Noun, Banking
şüphelendirmek Verb
işkillenmek Verb
kuşku duymak Verb
içi bulanmak Verb
kuşkulanmak Verb
pirelenmek Verb
pirelendirmek Verb
şüpheli eylem bildirimi Noun, Banking
şüphe uyandıracak tip
şüphe uyandıracak durumlar Noun
şüpheli geçiş Noun
şüphe ve zannı mucip olay
şüphe ve zannı mucip olan olay
şüpheli malî işlemler Noun
şüpheli
şüpheli cisim Noun
kuşku uyandıran şahıs
şüpheli işlem Noun, Banking
şüpheli işlem bildirimi Noun, Banking
şüpheli işlem bildirimi Noun, Banking
gıcıklanmak Verb
birinden kuşku duymak Verb
birinden şüphe etmek Verb
birşeyden şüphe etmek Verb
birşeyden kuşku duymak Verb
şüphelenmek Verb
Denizlerde ve Yurt Yüzeyinde Görülen Patlayıcı Madde ve Şüpheli Cisimlere Uygulanacak Esaslara İlişkin Kanun Proper Name, Law