tıp

kömür boşaltma yeri
kömür yığını
keçe uçlu kalem
sigara filtresi, filtreli sigara/ağızlık.
parmak ucu
birinin eline bahşiş sıkıştırmak Verb
(beyzbol) hatalı vuruş. Noun
baştan ayağa
bir şeyi parmaklarında oynatabilmek Verb
bir şey dilinin ucunda olmak Verb
piyasadan özel kaynaktan alınan haber
başarısızlığa uğramak Verb
dilimin ucunda.
(a) dilinin ucunda, söylemek üzere, (b) hatırlamak üzere.
kalem ucu Noun
kalem ucu Noun
kazık ucu Noun, Construction
güvenilir bilgi
nasihatı dinlemek Verb
servis ücrete dahil değildir
tip
uç.
tip
doruk, tepe, zirve.
tip
uca takılan şey, uçluk, başlık.
a cane with a rubber tip .
tip
tipin ile ayni anlama gelir. ara sayfa, bir kitabın sayfaları arasına eklenen harita, resim vb.
tip
uç takmak/geçirmek, ucuna birşey takmak.
tip
uç teşkil etmek, ucunu kapamak.
tip
ucunu süslemek/işaretlemek.
tip
(çilek vb.) ucunu/sapını koparmak.
tip
eğ(il)mek, meylet(tir)mek, bir yana yat(ır)mak.
tip the scale at: ağırlığında olmak, ağır basmak, etkilemek.
tip
tip over: devirmek, devrilmek, altüst etmek/olmak.
tip
şapkayla selam vermek.
tip
(çöp vb.) dökmek /boşaltmak.
The maid tipped the rubbish.
tip up: (devirerek) boşaltmak.
tip
yuvarlanmak, yıkılmak.
tip
eğ(il)me, meylet(tir)me, yana yat(ır)ma, eğiklik, eğim, meyil.
tip
çöplük.
tip
bahşiş/ sadaka (vermek).
tip
ima (etmek), ipucu (vermek).
tip
tavsiye/ öğüt (vermek).
if you take my tip: beni (öğüdümü) dinlersen(iz).
tip
hafif hafif vurma(k), tıkırdatma(k).
tip
hafif vuruş.
tip
ihbar Noun, Criminal Law
uç kesim açısı Noun, Construction
kömür yığını
kitabın sayfaları arasına ek sayfa (harita/resim vb.) yapıştırmak.
servis fatura fiyatına dahil değildir
ihbar hattı Noun, Law
damperli kamyon
tehlikenin/müşkilâtın yalnız görünen/ küçük bir kısmı.
But this, of course, is only tip of the iceberg:
Fakat durum bundan çok daha ciddî/vahimdir.
kalem ucu Noun
kalem ucu Noun
(a) gizlice bilgi/sır vermek.
tip someone off about something: bir şey hakkında birine gizli bilgi/ipucu
vermek. (b) gelecek tehlikeyi haber vermek, uyarmak, ikaz etmek.
(or
mitt)
argo farkında olmadan/istemeyerek sırrını açığa vurmak, baklayı ağzından çıkarmak.
kasası kalkan kamyondaki yükü boşaltmak Verb
devrilmek
boşaltmak Verb
devirmek Verb
(polis) âni baskın yapmak Verb
uç direnci Noun, Construction
birine bahşiş vermek Verb
dikkatsizlik yüzünden sırrı açığa vurmak Verb
haber/faydalı bilgiler bülteni (piyasa durumu, borsa, at yarışları vb. haberleri). Noun
ikaz etmek Verb
birini önceden uyarmak Verb
birine göz ucuyla bakarak göz kırpmak Verb
dengeyi ...'in lehine değiştirmek Verb
ağırlığında olmak, … gelmek.
He tips the scales at 75 kg: 75 kg geliyor (ağırlığındadır).
dengeleri değiştirmek Verb
sonucu belirlemek Verb
ağır basmak Verb
kararda etkili olmak Verb
durumu birinin lehine/aleyhine çevirmek Verb
kazanana taç giydirmek Verb
uç uca.
vagonet
devirme kamyon
vagonet
durumu birinin lehine/aleyhine çevirmek, kefeyi bir tarafa ağdırmak.
The American declaration of war
in 1917 tipped the scales against Germany.
seyahat direktifi
(a) kanat ucu, (b) kenarı kıvrık ayakkabı burnu demiri.
  1. medicine
  2. physic
  3. profession of medicine
  4. medical science
Convention for the Protection of Human Rights and Dignity of the Human Being with Regard to the Application
of Biology and Medicine
Noun, International Law
Medical and dental practice activities (NACE code: Q86.2) Noun, Trades-Professions
emergency medicine Noun, Employment
legal medicine
medical jurisprudence
forensic medicine Noun, Law
alternative medicine Noun, Medicine
anthroposophical medicine Noun, Medicine
aesthetic medicine Noun, Medicine
geriatric medicine Noun, Employment
cardiovascular medicine Noun, Employment
preventive medicine
molecular medicine Noun, Medicine
naturopathic medicine Noun, Medicine
preventive medicine Noun, Medicine
pediatric medicine Noun, Employment
complementary medicine Noun, Medicine
medical knowledge
medical science
medical journal Noun, Medicine
medical language
medical register
doctor of medicine
medical course
medical ethics
med school Noun, Medicine
school of medicine Noun, Medicine
faculty of medicine Noun, Medicine
medical school Noun, Medicine
medical faculty Noun, Medicine
physic
medical congress
medical license Noun, Medicine
medical profession
to intend for the medical profession Verb
medic medico
medical student
to qualify for medicine Verb
medical personnel Noun, Medicine
medical dictionary
practice of medicine
emergency medical technician Noun, Employment
forensic opinion
coroner's jury
forensic scientist Noun, Medicine
evidence-based medicine (EBM) Noun, Medicine
Forensic Medicine Institute Proper Name, Organizations
Component Type-Approval Certificate Noun, Transport
Vehicle Type-Approval Certificate Noun, Transport
a mean character
arm (adjustable rate mortgage)
unfit for business
countertype
conventional design
Nobel Prize in Medicine Noun
stock model
model
intellectual character
to be quite a character Verb
state car
standard type
conventional type
suspicious character
uniform Adjective
uniform Noun
tip
strain Noun
tip
sort Noun
tip
breed Noun
tip
variety Noun
tip
style Noun
tip
form Noun
tip
ilk Noun
tip
type Noun
tip
kind Noun
tip
character Noun
tip
eccentric Noun
type examination laboratory
c number
type approval laboratory
homologation Transport
type approval Noun, Transport
to be type-approved Noun, Transport
to type-approve Noun, Transport
Type Approval Regulations Noun, Transport
galumptious
third rather

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Hastalıkları iyileştirme, sebep ve sonuçlarını araştırma ... çalışmalar, hekimlik, tabiplik ilmi

tip
Aynı cinsten olan varlıkların veya nesnelerin ... temsilcisi durumunda olan örnek