thread

English-Turkish Translation

  1. Noun iş parçacığı
  2. Noun, Textile Industry iplik
  3. ip, iplik, tire.
    sewing thread: dikiş ipliği.
  4. tel, lif.
    hang by a thread: kıl üstünde olmak.
  5. ince çizgi, ışın, şua.
    a thread of light/of smoke.
  6. yiv.
  7. dizi, sıra, silsile, insicam.
    He lost the thread of the story: Hikâyenin insicamını yitirdi.
  8. (iğneye) iplik geçirmek.
    to thread a needle.
  9. ipliğe dizmek.
    to thread beads: tespih/boncuk dizmek.
  10. kendine yol açıp geçmek, engellere rağmen ilerlemek.
    to thread one's way: kalabalıkta yol açıp ilerlemek.
  11. (vidaya) yiv açmak, diş açmak.
  12. (dikiş makinasına/dokuma tezgâhına vb.) iplik geçirmek.
  13. oyulgalanmak, kıvrılarak/dolaşarak ilerlemek, zikzaklar yapmak.
    to thread the streets: sokaklarda
    sağa sola geçerek yürümek.
  14. (kaynamış şurup) kaşıktan iplik gibi akmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

lose the thread of one's story
hikâyenin neresinde kaldığını unutmak Verb
resume the thread of one's discourse
kaldığı yerden devam etmek Verb
thread one's way through a crowd
kalabalıkta kendine bir yol açmak Verb
(screw) thread
diş
be worn to the last thread
lime lime oluncaya kadar giyilmek Verb
bobbin (for thread
masura
cotton thread
pamuk ipliği
cotton thread
tire
cross thread
kenar ipliği: antika işlemede iplik çekildikten sonra kumaşta kalan iplik. Noun
embroidered with gilded silver thread
sırmalı
gilded silver thread
sırma
hang by a single thread
pamuk ipliğine bağlı olmak Verb
hang by a thread
pamuk ipliğine bağlı olmak Verb
hanging by a thread
pamuk ipliğine bağlı Adjective
lisle thread
lisle ile ayni anlama gelir. (ince, çift bükülmüş, dayanıklı) pamuk ipliği (özellikle çorap örmekte kullanılır).
maker of silk thread
kazaz
mercerized cotton thread
merserize
needle and thread
iğne iplik
pack thread
kınnap Noun
sabotage thread
sabotaj tehlikesi
screw thread
vida dişi
sewing thread
dikiş ipliği Noun
silk thread
ibrişim
thread ball
iplik yumağı
thread gage
vida diş masdarı
thread mark
(kâğıt para) ince tel
thread of life
hayat bağı
thread of light
ışık çizgisi
thread of the argument
fikir silsilesi
thread stitching
tezgâh dikişi
a cotton thread used in embroidery
pamukaki
maker or seller of thread of yarn
iplikçi
making or selling thread or yarn
iplikçilik
pick up the thread of a discussion
bir konuya yeniden dönmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database