tiger

  1. Noun, Zoology kaplan
  2. Noun, Zoology kaplan
    (Panthera tigris).
  3. Noun kaplana benzeyen pars vb. gibi yırtıcı hayvan.
  4. Noun yiğit, cesur, kahraman, çalışkan kimse.
    He's a tiger for work: Müthiş çalışkandır.
  5. Noun zalim, kana susamış, kavgacı, yırtıcı kimse.
  6. Noun teşvik ünlemi.
kaçak meyhane. Noun
yalancı pehlivan: kuvvetli/yiğit göründüğü halde aslında zayıf/korkak olan kimse. Noun
(Çin/G.D. Asyada) kof düşman, kuvvetli görünen fakat aslında kof olan düşman.
çok tehlikeli işlere girişmek, kelleyi koltuğa almak.
thylacine Noun
dalgıç böcek larvası. Noun
kaplan böcek
(Cicindelidae): başka böcekleri yiyen parlak renkli birkaç çeşit böcek.
tekir kedi, kaplan gibi tüyleri yollu yaban kedisi.
pars zambağı
pars zambağı
(Lilium tigrinum): siyah benekli turuncu zambak.
Güney Kore
Singapur ve Tayvan pazarları Noun
Hong Kong
çizgili sinek
(Aedes aegypti): sarı humma hastalığını taşıyan ince uzun vücutlu, dar kanatlı bir eklembacaklı türü.
benekli pervane
(Arctiidae).
küt ağızlıgiller
(Ambystomidae).
kaplanbalık
(Galeocerdo cuvier): sıcak denizlerde bulunan çok yırtıcı bir köpek balığı.
kaplan kuyruklu kelebek
(Papilio glaucus).
kaplan gözü: süs için kullanılan altın renginde demir oksitli kuartz. Noun
eşya üzerine yapılan parlak kahverengi altın renginde sır. Noun
kaplanı kuyruğundan yakalamak, çıkmaza saplanmak, kurtuluşu kurtulmamaktan daha tehlikeli bir durumla karşılaşmak.