vekil

Turkish-English Translation

  1. Noun, Law proxy
  2. Noun, Politics-Intl. Relations Member of Parliament
  3. Noun, Law counsel
  4. minister
  5. agent
  6. deputy
  7. commissioner
  8. trustee
  9. administrator
  10. representative
  11. substitute
  12. vicar
  13. lieutenant
  14. delegate
  15. attorney
  16. vice
  17. regent
  18. alternate
  19. nominee
  20. surrogate
  21. proxy holder
  22. commissioned
  23. assignee
  24. commissional
  25. confidential clerk
  26. attorney in fact
  27. fill in
  28. fiduciary
  29. mandatee
  30. procurator
  31. personal representative
  32. representer
  33. stand in
  34. minister of state
  35. cabinet member
  36. commissary
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(amerika'da) adliye vekili
attorney general
alacaklının dava vekili
creditor's representation
bakan vekili
acting minister
başkan vekili
deputy managing director
başkan vekili
vice chairman
Başvekil
Prime Minister Proper Name, Politics-Intl. Relations
bir hissedarın vekili
proxyholder
dahiliye vekili
interior minister Noun, Public Administration
dava vekili
pleader
dava vekili
litigator Noun, Law
dava vekili
attorney-at-law Noun, Law
dava vekili
trial lawyer Noun, Law
dava vekili
barrister Noun, Law
dava vekili
attorney
dava vekili
upholder
dava vekili
counsellor Noun
dava vekili
attorney Noun, Law
davacı vekili
plaintiff's counsel Noun, Law
davalı vekili
defendant's counsel Noun, Law
elçi vekili
(Fr.) charge d'affaires
hâkim vekili
substitute judge
icra vekili
minister
icra vekili
member of the cabinet
İskoçya'da icra memuru vekili
bailie
konsolos vekili
vice- consul
madrabaz dava vekili
pettifogging lawyer
Milli Savunma Bakan Vekili
assistant secretary of defense
müdür vekili
acting director
öğretmen vekili
substitute teacher
ortak dava vekili
joint commissary
vali vekili
acting governor
vasi vekili
deputy guardian
vekalet sözleşmesi
agency contract Noun, Civil Law
vekil olarak hareket eden
acting Adjective, Law
Vekiller Heyeti
Council of Ministers Proper Name, Politics-Intl. Relations
yokluğunda başkana vekalet edecek başkan vekili
acting president
yokluğunda başkana vekâlet eden başkan vekili
acting president
yönetim kurulu başkan vekili
deputy chairman of the board of directors Noun, Management
yüksek dava vekili
sergeant
(AT) umumi vekil
advocate general
emekliyi temsil eden vekil
pensioner delegate
hukuki olmayan işlerde vekil
attorney in fact Noun, Law
hususi vekil
private attorney
hususi vekil
special agent
müşterek vekil
co-agent
ortak vekil
joint mandatory
ortak vekil
co-agent
özel bir maksat için tayin olunan vekil
attorney ad hoc
salahiyetli vekil
authorized agent
sınırlı yetkili vekil
special agent
temsilci, vekil
agent
ticari işlerde başkan hesabına hareket eden vekil
attorney in fact
ticari vekil
mercantile agent
ticari vekil
commercial agent Noun
umumi vekil
general deputy
umumi vekil
universal agent
umumi vekil
confidential clerk
vekaletname, vekil
proxy
yalnız belirli bir işlem için yetkili vekil
special agent
yegâne vekil
single (sole) procuration
zaruri vekil
agent of necessity
vekil ...
procuratorial
vekil hapis hakkı
attorney's general lien
vekil imzası
counsel's signature
vekil olarak hareket etmek
to deputize Verb
vekil olarak tayin etmek
to deputize Verb
vekil prens
prince regent
vekil savunucu
syndic
vekil sıfatıyla hareket etmek
to act by procuration Verb
vekil sıfatıyla hareket etmek
to act as proxy Verb
vekil sıfatıyla imzalamak
to sign as attorney-in-fact Verb
vekil sıfatıyla oy kullanmak
to vote by proxy Verb
vekil sömürgeciliği
surrogate colonialism Noun, Sociology
vekil tarafından temsil olunmak
to be represented by proxy Verb
vekil tayin eden belge
instrument appointing a proxy
vekil tayin eden kimse
appointor
vekil tayin eden kişi
mandator
vekil tayin etmek
to substitute Verb
vekil tayin etmek
to application a proxy Verb
vekil tayin etmek
to surrogate Verb
vekil tayin etmek
to depute Verb
vekil tayini
term of a proxy
vekil tayini
appointment of a proxy
vekil vasıtasıyla evlenmek
to marry by proxy Verb
vekil veya mümessil tayin eden
appointor
avukatla vekil arasındaki vekâlet sözleşmesi
attorney's retainer
bir temsilcinin vekil tayin olunması
certification of an agent
bir vekilin başka bir vekil tayin etmek yetkisi
power of substitution
birini bir şey yapması için vekil tayin etmek
to commission someone to do sth Verb
birini vekil atamak
to appoint someone one's agent Verb
birini vekil tayin etmek
to constitute someone one's proxy Verb
birini vekil tayin etmek
to make someone one's proxy Verb
birini vekil tayin etmek
to commission sb Verb
birini vekil tayin etmek
to application someone as one's proxy Verb
birini vekil tayin etmek
to appoint someone one's agent Verb
kendini temsil edecek bir vekil bulmak
to find a deputy Verb
mahkemede vekil tarafından temsil edilmek
to appear by proxy Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Başkası adına ... eden kimse
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.