vex

  1. Transitive Verb canını sıkmak, kızdırmak, sinirlendirmek.
    Nothing vexes me more than your constant criticism.
  2. Transitive Verb incitmek, gücendirmek, darıltmak, küstürmek.
    It vexed her to be ignored like this.
  3. Transitive Verb işkence/eziyet etmek, bezdirmek, taciz etmek, rahatsız etmek, sıkıntı vermek.
    Travellers in the desert
    are often vexed by flies.
  4. Transitive Verb şaşırtmak, hayrette bırakmak.
    A problem to vex the keenest wit.
  5. Transitive Verb tartışmak, münakaşa etmek.