within

  1. içeride(n), içeriye.
    The fire was burning on the hearth within: İçeride ocakta ateş yanıyordu.

    He was startled by a cry within: İçeriden gelen bir feryatla ürktü.
  2. içten, dahilen, derunen.
    His heart sank within him: Bütün ümitleri kırıldı.
  3. zihnen, yürekten.
  4. içinde, içerisinde.
    within a city.
  5. içi, iç tarafı.
  6. sınırları içinde.
    to live within one's income: gelirine göre yaşamak, ayağını yorganına göre uzatmak.

    within a radius of one mile. within the law.
  7. zarfında, -e kadar.
    within five minutes. He'll arrive within an hour.
  8. uygun olarak.
    within reason: mantıkî/akla uygun olarak, makul bir şekilde.
  9. iç, evin vb. içi.
haklı hareket etmek Verb
yetkisi içinde hareket etmek Verb
bütçesi müsaade edecek kadar olmak Verb
iş inin kapsamına girmek Verb
işinin kapsamına girmek Verb
bir kimsenin yetkisi içinde olmak/olmamak.
It falls beyond my cognizance: Benim yetkim dışındadır/beni ilgilendirmez.
bir şeyi anlayabilmek Verb
masraflarını makul sınırlar içinde tutmak Verb
harcamalarını makul sınırlar içinde tutmak Verb
harcamaları makul sınırlar içinde tutmak Verb
kendi faaliyet alanı içinde kalmak Verb
sınırları içinde kalmak Verb
işine yakın oturmak Verb
parasını idare etmek Verb
yorganına göre ayak uzatmak Verb
bir kimsenin anlayamayacağı/kavrayamayacağı, akla sığmaz, akıl almaz/ermez, anlaşılması olanaksız.
kişinin kendi yetki sınırları içinde hareket etmesi
iki adımlık mesafede
bir taş atımı uzaklıkta
gelişinden itibaren bir hafta içinde
içeriye müracaat edin
içeriye başvurmakun
(a) yetkisine girmek.
That doesn't come within my duties: O benim görevim değil. (b) kapsamına/tarif şümulüne girmek.
girmek Verb
dâhil olmak Verb
parçası olmak Verb
kapsamına girmek Verb
içinde yer almak Verb
içeriden
içten
menzil içine girmek Verb
içerden destekleme
içinde
... bünyesinde Adverb
… içinde, …'den az, en fazla … .
Within a km from here: Buraya en fazla 1 km (uzaklıkta).
bir ay içinde
tabanca kurşunu menzilinde
makul süre içinde
makul bir süre içinde Adverb
makul bir sürede Adverb
makul süre içinde
belli bir süre içinde Adverb
belli bir süre içinde Adverb
hemen hemen
kıl payı, râmak.
I was within an ace of being drowned: Az kaldı boğuluyordum/boğulmama kıl payı/râmak
kaldı.
He was within an ace of death: Az kaldı ölüyordu.
çok yakınında, yanında, eşiğinde, nerede ise, … üzere.
within an inch of succeeding: başarmak
üzere, başarının eşiğinde.
within an inch of death: ölmek üzere, ölümün eşiğinde.
He came within an inch of death: Az kaldı ölüyordu/ölmesine ramak kaldı.
within an inch of one's life: ölümüne çok yakın, ölmek üzere, ölümün eşiğinde.
Flog someone within an inch of his life: Birinin dayaktan canını çıkarmak.
...'in içinde ve dışında Adverb
yakında, çağırılınca işitebilecek mesafede.
belli sınırlar dahilinde Adverb
kapalı oturum
duyulabilecek uzaklıkta
işitilecek mesafede
istasyonun yakınında
istasyona çok yakın
yakın, ses duyulacak uzaklıkta.
uzanılırsa erişilebilecek uzaklıkta
bir sınır içinde
bir dereceye kadar, makul sınırlar içinde.
It is true within the limits: Bir dereceye kadar doğrudur.

I'm willing to help you within limits: Makul sınırlar içinde sana yardım etmek isterim.
henüz sağ olanların anısında
yaşamakta olan insanların belleğinde
dar sınırlar içinde
darsınırlar içinde
insanın kendi içinde
tabanca kurşunu menzilinde
makul olarak, makul bir şekilde, makul sınırlar içinde.
do anything within reason: makul olan
herşeyi yapmak.
I'll do anything within reason for you but I can't break the law.
makul sınırlar dahilinde
makul süre içinde
duyulacak mesafede
çok yakın.
We lived within spitting distance of the river.
... kapsamında Adverb
yurt içinde Adverb
mahkemenin takdir yetkisinde
görev çerçevesinde
kanuni sürede Adverb, Law
kanuni süresi içinde Adverb, Law
yetkileri dahilinde, yetkisinin belirlediği sınırlar içinde
yetkileri dahilinde
hukuk dairesinde Adverb, Law
şehir sınırları içinde
şehir sınırları içinde
kanunun anlamı içinde
kanunun anlam çerçevesi içinde
bu kanunun anlamı çerçevesi içinde
yetkisi içinde
sınırlar içinde
belirli süreler içinde
alanı içinde
… kapsamında Adverb, Law
mütevazı bütçe ile alınabilir
herkesin erişebileceği yerde
ülke içinde
istenilen zaman da
istenilen zamanda
kilise bölgesi içinde
öngörülen süre içinde
mümkün olan en kısa zaman da
mümkün olan en kısa zamanda
tespit edilen süre içinde
belirtilen süre içinde Adverb
süresi içinde Adverb
süresinde Adverb
yetki çerçevesi içinde
yasal süre içinde Adverb, Law
insanın kavrıyacağı şekilde
kanuni süresi içerisinde Adverb, Law
belirlenen süre içinde Adverb
...'de belirtilen süre içinde Adverb
meclisin yetkisi dahilinde
bir şehrin içinde
yakın uzaklıkta
mesai saatleri içinde Adverb
(Br) hazine avukatı tayin edilmek Verb
on dakika içinde orada olmak Verb
…in eşiğine gelmek Verb
…i kılpayı kaçırmak Verb
neredeyse … olmak Verb
…e ramak kalmak Verb
…den kılpayı kurtulmak Verb
az kalsın … olmak Verb
kavga çıkmaya ramak kalmak Verb
hemen yakınında olmak Verb
başarmaya çok yakın olmak Verb
elde etmeye çok yakın olmak Verb
çok yakın olmak Verb
mahkemenin kaza yetkisi dahilinde olmak Verb
bankadaki parası neredeyse bitmek üzere olmak Verb
birinin mali imkânı dahilinde olmak Verb
kontrol altına almak Verb
belirlenmiş zaman süresi içinde tamamlamak Verb
…e ramak kalmak Verb
…den kılpayı kurtulmak Verb
neredeyse … olmak Verb
az kalsın … olmak Verb
…in eşiğine gelmek Verb
…i kılpayı kaçırmak Verb
kıl payı kalmak Verb
erişilebilir bir uzaklığa gelmek Verb
görevi olmak Verb
bir maddenin kapsamı içine girmek Verb
kazai yetki kapsamı içinde olmak Verb
bir anayasanın çerçevesi içine girmek Verb
kanun hüküm kmülerine girmek Verb
bir mahkemenin yetki alanına girmek Verb
kanunun alanına girmek Verb
normal görevler kapsamına girmek Verb
kanun kapsamına girmek Verb
kanunun kapsamı içine girmek Verb
sözleşme şartları dahilinde olmak Verb
birinin yetkisini belli sınırlar içine almak Verb
birinin yetkisini belli sınırlarla tahdit etmek Verb
üzerinde mutabık kalınan süre içinde bir yükümlülüğü yerine getirmek Verb
başka topraklarla çevrilmiş toprak
bir tanımın çerçevesi içine girmek Verb
5 . ci madde'ye girmek Verb
5'inci maddeye girmek Verb
Madde 8 Paragraf 5 çerçevesi içine girmek Verb
birinin yetki alanına girmek Verb
bütçe dahilinde olmak Verb
birinin yetkisi dahilinde bulunmak Verb
kaza dairesi içinde bulunmuş olma
eli altında olmak Verb
evden çıkmamak Verb
görgü kurallarına uymak Verb
kanunun dışına çıkmak Verb
talimat dışına çıkmamak Verb
kanundan ayrılmamak Verb
kanuniliksınırı içinde kalmak Verb
haddini aşmamak Verb
haddini aşmamak Verb
birinin yetkisi dahilinde bulunmak Verb
bütün kaygısı kendi olmak Verb
grup içi birleşme ve devralma Noun, Competition Law
birinin yetkisi dahilinde olmamak Verb
birinin yetki alanı içinde olmamak Verb
birinin maddi olanağı dahilinde olmamak Verb
memleket içi sipariş
teşkilat şeması içindeki yeri
birinin yetkilerini büyük çapta kısıtlamak Verb
makul sürede yargılanma hakkı Noun, Law
sanayi kuruluşunda staj
sonucu değiştirebilecek etken, yan etki.
There are wheels within wheels: İşin içinde iş var.