yaş

Turkish-English Translation

  1. Proper Name, Organizations Supreme Military Council
  2. age
  3. green
  4. fresh
  5. moist
  6. humorous
  7. humid
  8. damp
  9. wet
  10. watered
  11. demographics
  12. slobbery
  13. tears
  14. time of life
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(tahta) yaş
unseasoned
akıl çağı (on dört yaş
age of discretion
asgari yaş
minimum of age
asgari yaş
minimum age
azami yaş
maximum age
bir ürünün ya da hizmetin tipik satın alıcısının yaş
consumer profile
büyütülmüş yaş
increased age
evlenilebilecek yaş
marriageable age
evlenme yaş
marrigeable age
evlenmeye müsaade edilen kanuni yaş
legal age of consent to marriage
gelecek doğum günündeki yaş
age next birthday
ilerleyen yaş
declining age
kanuni yaş
lawful age
kritik yaş
the change of life
kronolojik yaş
chronological age Noun, Psychology
nihai yaş
final age Insurance
okul öncesi yaş
preschool age
orta yaş
mid life
orta yaş
middle age
ortalama yaş
average age
rüşt yapı (yirmi bir yaş
full age
son doğum günündeki yaş
age last birthday
tüketimden zevk alan yaş
commercial age
yaş ayrıcalığı
privilege of age
yaş ayrıcalığı
privileges of age
yaş ayrımcılığı
ageism
yaş ça ehil olma
evidence of age
yaş cetveli
age scale
yaş dilimi
age range
yaş dilimi
age bracket
yaş dökmek
to shed tears Verb
yaş ehliyeti
evidence of age
yaş farkı
age difference Noun
yaş farkı
age gap Noun
yaş farkı gözetmeksizin
without distinction of age
yaş gereği seçilmiş toplantı başkanı
chairman by seniority
yaş grubu
group of age
yaş grubu
age bracket
yaş grubu
age group
yaş gruplarına ayırma
age grouping Noun
yaş haddi
limit of age
yaş haddi
age limit Noun
yaş haddinden önce emekliye ayrılmak
to retire under the age limit Verb
yaş haddine erişmek
to reach the age limit Verb
yaş haddine varmak
to attain the age limit Verb
yaş haddini doldurmak
to reach the age limit Verb
yaş kategorisi
age category Noun, Anthropology
yaş nedeniyle
by reason of age
yaş olgunluğu
maturity of age
yaş ortalaması
average age
yaş ortası
midsummer Noun
yaş piramidi
age pyramid
yaş sırasına göre
according to age
yaş sırasına göre
in order of age
yaş sırasına göre terfi ettirilmek
to be promoted in order of age Verb
yaş yapısı
age structure
yaş yüzünden çürüğe çıkarılmış
disqualified by age
yaş yüzünden emekliye ayrılma
retirement on account of age
yaşlanma çizelgeleri, yaş çizelgesi
aging accounts receivable
(14-18 yaş arası) genç işçi
junior employee
65 yaş üzerindeki bir kişiye
age allowance
aynı yaş talar
they are the same age
benim yaş da
at my time of life
bir yaş grubunu askere almak
to draft an age group Verb
bir yaş grubunu çağırmak
to call up an age group Verb
demografide yüksek yaş grubunda yer alan kişiler
geromarket
emeklilik yaş haddi
retirement age limit
gözlerinden yaş boşanmak
to burst into tears Verb
gözlerinden yaş boşanmak
to melt into tears Verb
hayat sigortası yaş cetvelleri
actuarial table Noun
her yaş grubundan taraftarı olma
broad-based following
nüfusun yaş grubu
age grouping of the population
orta yaş bunalımı
mid-life crisis
rütbe yaş haddi
age limit for rank Noun, Military
... gün ulusal yas ilan etmek
to declare ... days of national mourning Verb
... gün yas ilan etmek
to declare ... days of mourning Verb
resmi yas süresi
regulation mourning
siyah renkte yas şeridi
crape
ulusal yas
National mourning
yas
mourning
yas
lament
yas
lugubriousness
yas
mourning Noun
yas ...
funereal
yas giysisi
mourning apparel
yas giysisi giymek
to be in black Verb
yas ifadesi olan kenarı siyah şeritli kâğıt
black-edged paper
yas nüshası
mourning paper Noun
yas şeridi
mourning band
yas tutma
mourning
yas tutmak
to be in mourning Verb
yas tutmak
to mourn Verb
yas tutmak
to sorrow Verb
yas tutmak
to take on Verb
yas tutmak
to wail Verb
yas tuttuğunu göstermek için siyahlar giymek
to wear black as a token of mourning Verb
yas tutulan ev
house of mourning
yas yılı
year of mourning
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Doğuştan îtibâren ... ölçülen zaman
  2. Islak, nemli
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

yas
Ölüm veya çok büyük bir felâketten ... üzere yapılan şeyler, mâtem