yourself

  1. Noun kendin(iz), kendine, kendi kendinize, bizzat, sen/siz, bizzat siz(in).
    Look at yourself in the mirror:
    Aynada kendine bak.
    Do it yourself . İşini bizzat kendin yap.
  2. Noun bir kimsenin tabiî halini ifade için kullanılır:
    be yourself = behave yourself: kendine gel!
    Are
    you tired? You don't seem yourself today: Bugün pek iyi görünmüyorsun, yorgun musun?
    I'll forgive you; I know you weren't yourself when said that: Seni affediyorum, onu söylediğin zaman pek kendinde değildin.
    Come to yourself =
    Pull yourself together: Kendine gel, kendini toparla, kendine hâkim ol.
kendi gibi davranmak Verb
kendi olmak Verb
kendini göstermek Verb
tavır sergilemek Verb
duruş sergilemek Verb
tutum sergilemek Verb
durmak Verb
tavır takınmak Verb
kendini suçlamak Verb
kendi kendini yiyip bitirmek Verb
terbiyeli ol
daha iyi bir yere gelmek Verb
durumunu düzeltmek Verb
ilerlemek Verb
durumunu iyileştirmek Verb
kendi kaşınmak Verb
başını belaya sokmak Verb
kendi etmek, kendi bulmak Verb
kendi kaşınmak Verb
başını belaya sokmak Verb
kendini frenlemek Verb
kendini durdurmak Verb
kendine engel olmak Verb
kendine güven kazanmak Verb
kendine güveni yerine gelmek Verb
bağlanmak Verb
taahhüt etmek Verb
ilkelerinden taviz vermek Verb
kendiyle ters düşmek Verb
inançlarına aykırı davranmak Verb
riske girmek Verb
prensiplerine aykırı davranmak Verb
ilkelerine aykırı davranmak Verb
prensiplerinden ödün vermek Verb
ilkelerinden ödün vermek Verb
prensiplerinden taviz vermek Verb
kendini tehlikeye atmak Verb
kendine hâkim olmak Verb
kendini inandırmak Verb
ikna olmak Verb
kendini kandırmak Verb
eliyle haç işareti yapmak Verb
eliyle haç çıkarmak Verb
enine boyuna düşünmek Verb
tartmak Verb
iyice düşünmek Verb
kendini mahrum bırakmak Verb
kendini mahrum etmek Verb
dikkati çekmek Verb
öne çıkmak Verb
evde yapılabilen Adverb
kendi kendine yapılabilen Adverb
el yapımı Adverb
kendini kabul ettirmek Verb
kabul görmek Verb
kendini dışa vurmak Verb
kendini ifade etmek Verb
serbest kalmak Verb
kurtulmak Verb
kendine zarar vermek Verb, Psychology
kendine zarar vermek Verb, Psychology
varlığını kabul ettirmek Verb
kendini kabul ettirmek Verb
kendini bırakmak Verb
kendini tanıtmak Verb
tanışmak Verb
fırlamak Verb
zıplamak Verb
atılmak Verb
kendini atmak Verb
sıçramak Verb
kendine dikkat etmek Verb
kendi başına idare etmek Verb
başının çaresine bakmak Verb
kendi işini kendi görmek Verb
hayatta bir yere gelmek Verb
başarılı olmak Verb
hayatta başarıya ulaşmak Verb
kendinde olmamak Verb
ne yaptığını bilmemek Verb
kendini iyi hissetmemek Verb
kendini kötü hissetmek Verb
kendini tatmin etmek Verb, Sexuality
nasıl isterseniz
kendini göstermek Verb
kendini tanıtmak Verb
davranış sergilemek Verb
kendini takdim etmek Verb
temize çıkmak Verb
hatasını telafi etmek Verb
durumu kurtarmak Verb
kendini göstermek Verb
ortaya çıkmak Verb
tıka basa doymak Verb
çok yemek Verb
tıka basa yemek Verb
patlayacak kadar yemek Verb
işinize nasıl gelirse
kendi kararlarını kendi almak Verb
kendi başına düşünebilmek Verb
kendi başına karar almak Verb
sadece kendini düşünmek Verb
bencil olmak Verb
içinden geçirmek Verb
ısınmak Verb
bizzat sen, kendin (ifadeyi vurgulamada kullanılır).
You yourself know it couldn't be true: Bunun
doğru olamayacağını bizzat sen (pek âlâ) biliyorsun.
You yourself told me: Sen kendin (bizzat sen) bana söyledin.
kendini vererek çalışmak Verb
kendini adamak Verb
çok çalışmak Verb
birşey üzerine düşünmek Verb
birşeyi kendi kendine sormak Verb
birşeyi düşünmek Verb
birşeye destek olmak Verb
birşeyi desteklemek Verb
kendi kendini yiyip bitirmek Verb
kendini suçlamak Verb
birşeyle oyalanmak Verb
birşeyle uğraşmak Verb
… olduğunu söylemek Verb
… olduğunu iddia etmek Verb
birşeye ilgi duymak Verb
birşey hakkında kaygılanmak Verb
birşey için endişe duymak Verb
birşey için endişelenmek Verb
birşeyi dert etmek Verb
birşey için kaygılanmak Verb
birşeyle ilgilenmek Verb
...le uğraşmak Verb
...i dert etmek Verb
...le ilgilenmek Verb
birşeye ilgi duymak Verb
birşey için kaygılanmak Verb
birşeyle ilgilenmek Verb
birşey hakkında kaygılanmak Verb
birşey için endişelenmek Verb
birşey için endişe duymak Verb
birşeyi dert etmek Verb
birşeyden memnun olmak Verb
birşeyle yetinmek Verb
üzerini örtmek Verb
örtünmek Verb
kendini birşeyden mahrum etmek Verb
kendini birşeyden mahrum bırakmak Verb
süslenmek Verb
makyaj yapmak Verb
süslenip püslenmek Verb
Kendini kandırma.
Amma ukalasın ha!
Kendini ne sanıyorsun ki?
bir havalara girmek Verb
caka satmak Verb
fiyaka yapmak Verb
hava atmak Verb
gösteriş yapmak Verb
dâhil olmak Verb
çok gülmek Verb
kendine birşey kapmak Verb
kendine birşey bulmak Verb
kendini ileri atmak Verb
ileri atılmak Verb
ileri fırlamak Verb
yukarı fırlamak Verb
sıçramak Verb
zıplamak Verb
kendini bırakmak Verb
kendini salmak Verb
kendini koyuvermek Verb
kendini dağıtmak Verb
işleri oluruna bırakmak Verb
tanışmak Verb
kendini tanıtmak Verb
ortadan yokolmak Verb
ayağa kalkmak Verb
yerden kalkmak Verb
düştüğü yerden kalkmak Verb
birine kendini kabul ettirmek Verb
birine ne kadar iyi olduğunu göstermek Verb
birine kendini ispatlamak Verb
birine ne kadar iyi olduğunu kanıtlamak Verb
çok fazla kişiyle cinsel ilişkiye girmek Verb
önüne gelenle yatmak Verb
çok fazla düşüp kalkmak Verb
onunla bununla düşüp kalkmak Verb
uğraşmak Verb
çabalamak Verb
çaba göstermek Verb
birşeye karşı çıkmak Verb
birşeyi istemediğine karar vermek Verb
birşeyin aksi yönde karar almak Verb
iki karpuzu bir koltuğa sığdırmaya çalışmak Verb
aynı anda birçok şey yapmaya çalışmak Verb
kendini yıpratmak Verb
yıpranmak Verb
kendini yormak Verb
kendini üzmek Verb
durduk yerde heyecanlanmak Verb
yok yere sinirlenmek Verb
durup dururken üzülmek Verb