comfortable

  1. rahat, konforlu.
    a comfortable chair.
  2. huzur içinde, rahat/huzur sağlayan.
    I don't feel comfortable in the same room with her. a comfortable income/job.
  3. rahatlamış, sakin, keyifli, sıkıntısız.
    The doctor said that mother was comfortable after her operation.
  4. müreffeh, oldukça zengin.
    We're comfortable, but can't afford to buy some of the things we'd like.
  5. yeterli, yeter derecede, kâfi, yetecek kadar.
    a comfortable salary.
  6. sade, mütevazi, aşırı istekleri/ihtirası olmayan.
    His life had settled into a comfortable pattern
    that never seemed to change.
  7. yorgan.
rahat olmak Fiil
istirahat etmek Fiil
rahat daire
gelir durumunun iyi olması
finansal bakımdan bağımlı olmama
parasal bakımdan bağımsız olmak Fiil
sınıfa layık biçimde geçinme
refah içinde yaşamak Fiil
ense yapmak (argo) Fiil